Annem bana bunu okula hazırlar gibi savaş için hazırladı. | Open Subtitles | فأمي قامت بتجهيزي للحرب كما لو كنت ذاهب إلى المدرسة |
Bence, tekrar hazır hale gelmemizdeki en iyi yöntem, savaş için ne yapıyorsak o. | TED | أعتقد أن أفضل الدروس لكيفية الإستعداد هو مجدداً، ما الذي نقوم به للحرب. |
Kafedeki şu çocuk zırfları yoktu ama savaş için hazırdı. | TED | الطفل عند المقهى لم يكن يحمل درعا، ولكني كنت مستعدة للمعركة. |
Ama açlığa karşı savaş için para topluyorlar, yani... | Open Subtitles | لكن, هم يقومون بجمع المال لمحاربة الجوع ,لذا |
Cidden, hiç madalyanız olmasa da ya da tarih kitaplarında yer almasanız da Washington'da bazılarımız savaş için ne kadar çaba sarf ettiğinizi kesinlikle biliyor. | Open Subtitles | لكن حقا لو لن تحصلوا على مداليات أو توضع أسماءكم في كتب التاريخ البعض منا في واشنطن يعرف ماذا تفعلون من أجل الحرب |
Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. | TED | إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة. |
Genç adamların savaş için boyanmış. Kafa derisi yüzme bıçakları kırmızı. | Open Subtitles | شبابكم قاموا بالطلاء استعدادآ للحرب و فروات رماحهم حمراء |
Yaklaşan savaş için hazırlık yapsalar daha iyi olurdu. | Open Subtitles | وأهم شيء، علينا الآن أن نعد أنفسنا للحرب |
Artık buradaki yerini alıp savaş için sığır üretmenin zamanı geldi. Asıl doktora ihtiyaç var baba. | Open Subtitles | ها قد أنهيت دراستك، وآن الأوآن لتأخذ مكانك هنا، لإنتاج لحم البقر للحرب |
- Gitsek iyi olur. - savaş için kötü bir zaman. | Open Subtitles | - من الافضل ان نذهب - انه وقت غير مناسب للحرب. |
O halde OMOC haklı. Sizin insanlarınız bizim bilgimizi savaş için kullanacak. | Open Subtitles | اذا اوماك على حق شعبك سيستعمل معرفتنا للحرب |
Askerlerim bu bölgeden değil. Onlar savaş için eğitildiler, av için değil. | Open Subtitles | جنودي ليسوا من هذه المنطقة ، إنهم يتدربون للحرب وليس للصيد |
savaş için hazırlıklı geldim ama eski bir yara ateş etmemi engelledi. | Open Subtitles | جئت جاهزاً للمعركة و منعني جرح قديم من الهجوم |
Önümüzdeki savaş için iyi dövüşebilen savaşçılara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج الكثير من المقاتلين الجيدين للمعركة القادمة |
İki destek gemimiz savaş için ayrılmalılar. | Open Subtitles | سفينتى الدعم التابعتين لنا سترحلان للإنضمام للمعركة |
ABD, önümüzdeki yıl uyuşturucuyla savaş için 50 milyar doların üzerinde para harcayacak. | Open Subtitles | أمريكا أنفقت أكثر من 50 بليون دولار هذه السنة لمحاربة المخدّرات |
savaş için birçok şey söylenebilir ama belirli türden adamlara ölebilecekleri bir yer tanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هُناك أشياء تُقال من أجل الحرب لتُعطي نوع معين من الناس مكان ليلجأوا إليه |
Saddam Hüseyin'in savaşların anası olacağına söz verdiği savaş için. | Open Subtitles | لمعركة وعد بها صدام حسين أنها ستكون أم كل الحروب |
Eğer barış için geldiysen, teslim ol. savaş için geldiysen, teslim oluyoruz. | Open Subtitles | إن كنت جئت في سلام, إستسلم إن كنت هنا لشن حرب, نحن نستسلم |
Eğer babası savaş için sebep arıyorsa şu an var. | Open Subtitles | إذا يُريدُ أبّاه سبباً للحربِ ! .. فقد حصل عليها |
...bütün bu yıkım ve savaş için boşa harcanan kaynaklar, aslında gezegen üzerindeki tüm insani ihtiyaçları rahat rahat karşılayabilirdi. | Open Subtitles | بعدها حسبتها ووجدت ان كل الدمار و و المصادر الذاهبة هدراً المبذولة على الحرب |
Bize savaş için iyi bir hava bahşet. | Open Subtitles | أمنحنا طقس عادل من آجل المعركة |
Elindeki tek şey bu olduğunda savaş için yaşarsın | Open Subtitles | ♪ تعيش من أجل الكفاح عندما يكون ذلك ما تبقى لك ♪ |
Yurt dışındaki bir savaş için bölgedeki bir savaşı kaçırdın. | Open Subtitles | أترى، إنّك عدت من حرب بالخارج لحرب هنا في الحيّ. |
"Her yeni doğan çocuk savaş için ağlar" dedi. | Open Subtitles | كل طفل رضيع يصرخ من الحرب |
- Bu Yüzbaşı Karen Emma Walden. O, savaş için verilen Onur Madalyası'na aday gösterilen ilk kadın. | Open Subtitles | إنها أول سيدة رشحت لوسام الشرف من أجل القتال |
Bu kadar, içerik olmadan anlamsızlar. 500 milyar dolar bu boru hattı için. 20 milyar dolar bu savaş için. | TED | وهذا يعني، انها لا معنى لها بدون سياق. 500 مليار لخط الأنابيب هذا. 20 مليار لهذه الحرب. |
Son zamanlarda, bu savaş için bedenini temizlediğine inandığı çamaşır suyu, amonyak ve lavobo açıcı karışımından oluşan temizlik malzemelerini içiyor. | Open Subtitles | مؤخرًا، يعتقِد أنه يُطهّر جسَده للصراع القادم، قام بشُرب خليط من المُنظفات المنزليّة |