Ben bir sancak subayıyım. Savaş zamanında, kopuk bir hizmetteyim. | Open Subtitles | أنا الضابط الأعلى ذو سلطة مستقلة خلال وقت الحرب |
Savaş zamanında, terörizmi yenebilmek için... her şeye ulaşabilmeleri gerektiği gibi bir bahane uydurdular. | Open Subtitles | برروا ذلك في وقت الحرب إحتاجوا للوصول إلى أي شئ يمكن أن يساعد على هزيمة الإرهاب |
Savaş zamanında kaçakların kaldığı yer olarak kullanılmış. | Open Subtitles | كان جزءا من خط السكة الحديد تحت الأرض خلال الحرب الأهلية. |
Ona Savaş zamanında söylentiler yaymanın hainlik olduğunu söyle. | Open Subtitles | بالمرة القادمة أخبره أن نشر الشائعات خلال الحرب خيانة عظمى |
Suçluluk duygusu Savaş zamanında bir pilot için söz konusu değil. | Open Subtitles | الذنب ليست قضية مهمة للطيار في زمن الحرب |
Savaş zamanında bir firkateyn kadın için uygun değildir, ve uzun ayrılıklar her iki taraf için de acı vericidir. | Open Subtitles | البارجة في أوقات الحرب ليست مكاناً للمرأة والانفصال لوقت طويل يسبب الألم لكلا الطرفين |
Ayrıca Savaş zamanında Albaylık yaptığınızı da biliyorum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أيضاً أنك ترقيت إلى عقيد أثناء الحرب |
Savaş zamanında birinin zor kararları vermesi gerekir. | Open Subtitles | وشخص ما عليه اتخاذ قرارات رادعة فى أوقات الحرب |
Lord Zrinyl'in ailemize katıImasına çok seviniyorum ama bu Savaş zamanında olmaz. | Open Subtitles | ولكن ليس فى وقت الحرب هذا فهذا لن يكون ملائما لم تفعلين دوما ما تريدك تلك العجوز أن تفعلينه؟ |
Savaş zamanında, düşmanın eline geçmemesi için bazı şeylerin halktan bile sır olarak saklanması gerekir. | Open Subtitles | بالطبع , في وقت الحرب , بعض الاشياء يجب ان تظل سر حتى عن الشعب , حتى لا تساعد العدو |
Dediklerine göre Savaş zamanında Japonya'nın bıraktığı altın külçeleri. | Open Subtitles | قالوا الكنزَ أيضاً، السبائك الذهبيةُ. هذا ما خلفهُ اليبانيون ورائهم، أثناء وقت الحرب. |
Savaş zamanında yemek az bulunuyor. | Open Subtitles | و في وقت الحرب , كان الحصول على الطعام صعباً جدّاً. |
- Bu evler eski, Savaş zamanında yapılmış. | Open Subtitles | هذه المنازل قديمة الإنشاء لقد بُنيت خلال الحرب |
Savaş zamanında bile işime zamanında giderdim. | Open Subtitles | خلال الحرب كنت دوماً أصل في الوقت المناسب. |
Ve Erskine Mannix'in küçük oğlunun başka birinin, Savaş zamanında yaptıklarından bahsetmesi gerçeği beni kahkahayla gülmeye zorluyor. | Open Subtitles | و حقيقة أن تصرفات طفل إرسكين مانيكس الصغير تماثل تصرف أي أحد آخر خلال الحرب ستجعلني أضحك بشدة |
Fakat neden çöle gitmeyi göze alıyorsun, hem de Savaş zamanında. | Open Subtitles | ولكن لماذا المغامرة في الصحراء، وامرأة واحدة في زمن الحرب. |
Şimdi ise kendimi Savaş zamanında büyük bir hanenin hanımıyla konuşurken buluyorum. | Open Subtitles | والآن أجد نفسي معالجة سيدة من بيت كبير في زمن الحرب. |
Savaş zamanında ceza ölümdür. | Open Subtitles | -ان عقوبة عصيان الاوامر فى زمن الحرب هى الموت كما تعلم |
Robert, Savaş zamanında yalnızca erkekler taraf seçer. | Open Subtitles | , روبرت , في أوقات الحرب فقط الرجال يختارون الأطراف |
Ama Savaş zamanında kime güveneceğinden emin olamıyorsun. | Open Subtitles | الأمر وما فيه، أن في أوقات الحرب لا يمكنك أن تتأكد بمن تثق |
Savaş zamanında, en azından yiyecek hisseleri vardı. | Open Subtitles | على الأقل كنا نحصل أثناء الحرب على حصص غذائية |
Savaş zamanında Amerikanın yardım etmesi kolay değildi. | Open Subtitles | عن ما تم من مساعدات أمريكية لنا أثناء الحرب |
Savaş zamanında müttefiklerin ve düşmanların sürekli değişir. | Open Subtitles | أرأيت ، فى أوقات الحرب حلفاءك و أعداءك يتغيرون طوال الوقت |