Şey, hayır, tam olarak değil. Tutuklanan ilk adamı savunmuştum. | Open Subtitles | ليس تماماً، بل دافعت عن أول متهم إعتقلوه |
Parası olmadığı bir zaman savunmuştum. | Open Subtitles | لقد دافعت عنه منذ فترة بعيدة عندما لم يتمكن من الدفع إليّ. |
Son ayaklanmalarda bir kaç Hinduyu savunmuştum. | Open Subtitles | في أعمال الشغب الأخيرة دافعت عن بعض الهندوس الأبرياء |
Duruşmasında, ona hoşgörülü davranılmasını savunmuştum fakat sonunda yalan söylediğini itiraf ettirmeyi başardığım zaman önerimi geri çektim. | Open Subtitles | أثناء جلسة السماع، جادلت للتساهل معه لكن في النهاية عندما جعلته يعترف بأنه كان يكذب، ألغيتُ توصياتي. |
Evet, o zamanda bunu savunmuştum. | Open Subtitles | نعم، ذلك الذي جادلت ثمّ |
Arkadaşım senin yöntemlerinin seni bir suçlu yaptığını söylediğinde seni savunmuştum çünkü bir kahraman olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | حين قال صديقي أن أساليبك جعلتك مجرمًا دافعت عنك |
Parası olmadığı bir zaman savunmuştum. | Open Subtitles | لقد دافعت عنه منذ فترة بعيدة عندما لم يتمكن من الدفع إليّ. |
Seni imparatora karşı savunmuştum ve minnettarlığını isyana katılarak gösteriyorsun. | Open Subtitles | لقد دافعت عنك أمام الإمبراطور... وأنت تُظهر لي إمتنانك... بالإنضمام إلى الثوار؟ |
Bir keresinde genelev işleten bir kadını savunmuştum. | Open Subtitles | لقد دافعت مرة عن أمراة كانت تدير ماخورا |
- Dan'e karşı seni savunmuştum. | Open Subtitles | مع دان ، دافعت عنكِ |
Metamora'dan Melissa Goings isimli bir kadını savunmuştum. | Open Subtitles | دافعت عن إمرأة من "ميتامورا" اسمها |
- Seni savunmuştum. | Open Subtitles | -لقد دافعت عنك -أنت على حق |
Seni savunmuştum. | Open Subtitles | دافعت عنك |
Seni savunmuştum. | Open Subtitles | دافعت عنك |