Her oyun sonunda oyuncunun koltuk değiştirme seçeneği var. | Open Subtitles | بعد كل جولة، كل طالب لديه خيار نقل المقاعد. |
Benim gibi harika bir insanın tek bir seçeneği var. Hepsini yakmak. | Open Subtitles | شخص عال المستوى مثلي لديه خيار واحد |
Herkesin seçeneği var, Gwen. | Open Subtitles | كل شخص لديه خيار (جوين) |
Pekâlâ, dinleyin beni. Sadece iki seçeneği var, kaçmak ya da yanmak. | Open Subtitles | حسنا، إستمعوا لي إنه لديه فقط خيارين الآن، الهرب أو الحرق |
Artık kim olduğunu biliyoruz. İki seçeneği var, ya kaçacak yada işini bitirecek. | Open Subtitles | أعلم أنك رأيته كان لديه خيارين يقطع و يجرى |
Kumaşları renklendirmek için sınırsız yiyecek seçeneği var ama bunlar zamanla renk değiştiriyor. | TED | هناك خيارات لا حصر لها من الطعام لصباغة الأنسجة، لكن تلك الصبغات يتغير لونها مع الوقت. |
Şimdi, Geeta'nın iki seçeneği var. | Open Subtitles | الآن، أمام (جيتا) خيارين |
Geeta'nın şimdi iki seçeneği var. | Open Subtitles | الآن، أمام (جيتا) خيارين |
Hükûmetlerin üç ana seçeneği var: Hızlıca harekete geçmek, ötelemek ve aşı yapmak ya da iş birliği yapmak ve parçalamak. | TED | لديهم ثلات خيارات رئيسية: التسابق معه، أو التأخير والتلقيح، أو التنسيق والسحق. |
Üç seçeneği var ve hepsi de kötü. | Open Subtitles | الآن ، لديه ثلاث خيارات ولا واحد فيهم جيد |
Bu günlerde çocukların, bizim çocukken sahip olduklarımızdan çok daha fazla seçeneği var. | Open Subtitles | ..الأطفال هذه الأيام لديهم خيارات أكثر من ما كنا نملك عندما كنّا صغار هل أنا محقه؟ |