"sefalet içinde" - Traduction Turc en Arabe

    • في الحضيض
        
    • في القذارة
        
    • بائسا
        
    Şey, teselli olacaksa benim de sefalet içinde yaşamamı kimse umursamıyor. Open Subtitles حسنا، إن كان في الأمر عزاء، لا أحد يبدو متأثرًا بوجودي في الحضيض أيضا.
    Yoksa hepimiz sefalet içinde sonuna kadar gidiyoruz, Open Subtitles أو سينتهي بنا الأمر جميعا في الحضيض
    Dürüst davrandın da ne oldu? Tüm hayatını sefalet içinde yaşadın işte. Open Subtitles لذا ها انت ذا، مستقيم صالح لكن تعيش في القذارة طوال حياتك.
    Onları sevmezsek, kendi oluşturduğumuz pislik ve sefalet içinde kalacağız. Open Subtitles ،إذا لم نفعل، فسنبقى في القذارة والبؤس اللذان جلبناهما لأنفسنا تحرك.
    Aileler sefalet içinde yaşıyor ve daha iyisini hak ediyorlar. Open Subtitles تلك العائلات تعيش في القذارة وتستحق ما هو أفضل.
    Tek tesellim, herkesin benim gibi sefalet içinde olması. Open Subtitles عزائي الوحيد هو ان الجميع اصبح بائسا مثلي
    Yok mu? sefalet içinde yaşamanızı yaşam tarzı olarak yorumlamıştım ben de. Open Subtitles ظننت أنّ العيش في القذارة مجرد أسلوب اخترتوه لعيش حياتكم
    Şu anda dışarıda kaç tane parlak zeka bakımsızlık ve sefalet içinde çürüyor? Open Subtitles كم عقل لامع يتواجد في الوقت الراهن متعفن في القذارة و الإهمال
    Adeta komiteniz tüm Washington'la birlik olup sefalet içinde rahat etmemizi bekledi. Open Subtitles كما لو أن لجنتكم انضمت مع كل "واشنطن" وتنتظرون في ما كنتم تتوقعون أننا سنكون مرتاحين في القذارة
    Çünkü Alexis sefalet içinde yaşayamaz. Open Subtitles لأنّه لا يُمكن لـ(ألكسيس) أن تستمر في القذارة.
    Hayatım düşündüğünüz kadar sefalet içinde değil. Open Subtitles لست بائسا تماما بمعيشتي كما قد تعتقد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus