"senin hatan" - Traduction Turc en Arabe

• خطأك
• غلطتك
• خطؤك
• خطأكِ
• ذنبك
• خطئك
• غلطتكِ
• بسببك
• خطاك
• خطأكَ
• خطؤكِ
• ذنبكِ
• عيبك
• خطأُك
• خطائك

- Hepsi senin hatan. Kadın olmak istememiştim, sen zorladın.
هذا كله خطأك ، أنا لم أريد أن أصبح المرأة

nasıl kaza olabilir ki bu senin hatan bayan, bu kocaman bir kamyon
كان يمكن أن يقع حادث إنه خطأك يا سيدتي ، إنها شاحنة كبيرة

Şimdi, ölmeden önce yapmak istediğim şeylerin listesini yaptım ve sende bana yardım edeceksin çünkü bu senin hatan.
لقد صنعت قائمة بالأشياء التي أريد القيام بها قبل أن أموت و يجب عليك مساعدتي لأن هذا كله خطأك

Bodrumda hükümet görevlisini devirme planları yaparak vaktini geçirmesi kısmıysa senin hatan.
لكن تضييع أحدهم لوقته بالقبو محاولاً إسقاط وكالة حكومية هي غلطتك وحدك

Bu tek versiyondu, içerinde kaldı ve bu senin hatan!
..إنها النسخة الوحيدة، وقد علقت داخل الجراب ..وهذا كله خطؤك

Evet bunun senin hatan olmadığını ve üstüne gitmemen için söyledim.
أجل، لتعلمي أنّه لم يكن خطأكِ وتتوقفي عن السعي في هذا

O zaman bu senin hatan. Çünkü ayıplanmayı hak ediyorum. Hepsini.
إذن ذلك ذنبك أنت، أنا أستحق أن ألام على كل شيء

Kötü şeyler yaşanır. Bu, senin hatan olduğu anlamına gelmez. Tamam mı?
ويمكن أن تحدث أشياء سيئة لكن هذا لا يعني أنه خطأك, مفهوم؟

Norveç'in geleceği burada yatıyor, ve burada olmamız senin hatan.
،مستقبل النرويج يقع على هذا .وهذا من خطأك لكوننا هنا

Dinle beni, bir şey olursa, senin hatan, benim hatam, farketmez, küçük kardeşim çocuğun beynini dağıtacak.
انت تفهمني اي شئ يحدث اي شئ خطأك او خطئي

Öyle mi? Pekala, eğer zatürre olursam, bu tamamen senin hatan olacak.
حسنا , لو اصبت بذات الرئة سيكون هذا خطأك

senin hatan değil. Mark zor bir dönemden geçiyor.
انه ليس خطأك هنري مارك يعاني من بعض الاشياء السيئة

senin hatan değil, tatlım. Sorumluluk benim olmalıydı.
هذا ليس خطأك عزيزتي ، أنا من يفترض أن يكون المسؤول عن هذا

Polisle konuş. senin hatan olmadığını anlat.
تحدّث مع الشرطة وإخبرهم بإنها لم تكن غلطتك

Aynı yemeklerden müzikten filmlerden hoşlanmıyor olmanız senin hatan değil.
إنها ليست غلطتك أنك لا تحب نفس الطعام والموسيقى

Ve kızgındım, çünkü senin hatan olduğunu düşünüyordum.
ولقد كنت غاضبة بسبب أننى إعتقدت أنها غلطتك

senin hatan olmadığını söyleyebilirdim, ama yapmayacağım.
يمكنني القول أنه ليس خطؤك , لكنني لن أفعل

senin hatan deli olsun olmasın, Hidetora'nın hayatını bağışlamak oldu.
...كان خطؤك هو اطلاقك سراح أبيك فقط لأنه أصيب بالجنون

Anlıyorum. Yeni yönetim. Öyleyse bu senin hatan.
اوه , فهمت , انها ادارة جديدة اذا هذا خطأكِ

Ayrıca senin hatan. Çünkü eroini benden daha çok seviyordun.
و هو ذنبك لأنك تحبين المخدرات أكثر مما كنت تحبينني.

- Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu.
لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر

Özür dilemeyi bırak. Bu senin hatan değil. - Tamam mı?
توقفي عن الاعتذار يا أمي انها ليست غلطتكِ

Bu senin hatan. Saçlarımı kestiğimde daha genç görüneceğimi sen söyledin.
كل هذا بسببك أنت قلت أنني أبدو أصغر لو قصصت شعري

- Hepsi senin hatan. Şımartılmış küçük kız, serseri bir adam tarafından buraya sürükleniyor.
كله خطاك , الفتاه المدللة تأتى برجالها هنا

Her şey senin hatan haline gelmeden bunu çözmeliyiz.
من الأفضل أن نحل هذه الجريمة قبل أن يتحول كل شيء ليصبح خطأكَ

senin hatan değil. Ayrıca, iyi tarafından bak.
هذا ليس خطؤكِ إلى جانب , إنظري إلى الجانب المشرق

Bütün olanlar senin hatan olmadığını bilmeni istemiyor
يريدكِ أن تعرفي بأن كل ما حدث لم يكن ذنبكِ

Ne kadar düşünürsem düşüneyim, bütün bunlar senin hatan olmalı.
مهما أفكر في ذلك ، يجب ان يكون ذلك عيبك

Luke, biraz erkek olup bunun senin hatan olduğunu kabullenmen gerek.
لوك، عليك أن تتحمل المسؤولية وتقبل أن كل هذا كان خطأُك

Bu senin hatan değil, Sokka. Azula bizim için hazırdı. Her hareketini planlamış.
إنه ليس خطائك ساكا أزولا كانت مستعدة لنا و قد خططت لكل خطوة