| Dikkatli olsan iyi olur. senin için çok acı olabilir. | Open Subtitles | الأفضل أن تأخذ حذرك ربما أنه حار جداً بالنسبة لك |
| Öyleyse bu senin için çok önemli bir hafta, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً إذن .. فهذا أسبوع مهم جداً بالنسبة لك ، أليس كذلك؟ |
| Tatlım. George, bugün senin için çok önemli bir gün oldu. | Open Subtitles | حبيبى يا جورج وكان هذا يوم عظيم جدا بالنسبة لك |
| senin için çok zor bir soru mu? | Open Subtitles | أهو سؤال صعب للغاية بالنسبة لك أم ماذا ؟ |
| Bu yarışmayı kazanmak senin için çok önemli, Değil mi? | Open Subtitles | انه مهم جدا لك الفوز بالمسابقه .. صحيح ؟ ؟ |
| Bu senin için çok önemliyse, ... parasını kendin kazanmalısın. | Open Subtitles | إذا كان هذا مهمٌّ جداً لكِ فعليكِ كسب المال بنفسك |
| Harika. senin için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | اوه, حسناً, هذا رائع يا رجل, أنا متحمس جداً من أجلك |
| senin için çok gençti, biliyorsun. | Open Subtitles | كان صغيراً جداً بالنسبة لك على أية حال، تعلمين؟ |
| Ve yüzüğüne de bakacağım, çünkü senin için çok önemli görünüyor. | Open Subtitles | وسأبحث عن خاتمك فهو يبدو مهما جداً بالنسبة لك |
| senin için çok üzücü olmalı. - Geçmişte kaldı. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر كان مؤلماً جداً بالنسبة لك |
| Bu senin için çok özel bir gece bazı görevlerin var bir tane daha, bir tane daha büyük bir tane, büyük, kıpırdama | Open Subtitles | تولا اننى اريد ان اتكلم معك الان؟ هذه ليلة خاصة جدا بالنسبة لك |
| Bunun mümkün olduğuna inanmak senin için çok mu zor? | Open Subtitles | يكون من الصعب جدا بالنسبة لك إلى الاعتقاد بأن هذا ممكن؟ |
| Bugünü senin için çok uzun bir gün hâline getirebilirim. | Open Subtitles | الآن أنا يمكن أن تجعل هذه اليوم يوم طويل جدا بالنسبة لك. |
| Çünkü bu buluşmalar senin için çok zor olmalı. | Open Subtitles | لأني أعلم أنّ تلك المقابلات لابدّ وأنها صعبة للغاية بالنسبة لك |
| Biliyorum, senin için çok kötü olmalı. | Open Subtitles | إنني أعلم بأن هذا الأمر فظيع للغاية بالنسبة لك |
| Gururunu kıracağını mı düşündün, yoksa seni terk edecek olması senin için çok mu küçük düşürücüydü? | Open Subtitles | أنت خائف أنها كانت ستحطمك أو أنه كان مذلّا جدا لك أنها كانت ستتركك؟ |
| Ve eğer... bir babasının olması yani bir kocan olması... ..senin için çok önemliyse bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | و لو الحصول على والد.. اعني, اعني زوج, مهم جداً لكِ, إذن يمكننا التحدّث عن ذلك. |
| senin için çok mutlu olduğumu bilmeni isterim. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف أننى سعيدة جداً من أجلك |
| Sonradan şansım olmaz diye söylemek istiyorum, senin için çok çalışacağım. | Open Subtitles | في حالة اذا لم أَحصَلُ عَلى فرصة،فقط اعلم انى حاولت بشده من اجلك |
| Ama ne kadar iyi olduğunu... ve bunun senin için çok şey ifade ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أعرف كم أنتي بارعة وأعرف بأن ذلك يعني الكثير لك |
| Bu doğru. Ben senin için çok yaşlıyım. Ve çok anlayışsız. | Open Subtitles | هذا حقيقي أنا كبيرة جداً بالنسبة لكِ.ومملة جداً |
| Bunun senin için çok zor oluğunu biliyorum ama babamın bana sarılmasına ve her şeyin iyi olacağını söylemesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | و التي علمت أن ذلك سيكون قاسيا جدا عليك لكنني احتجت ابي ليمسكني و يخبرني أن كل شيء على ما يرام |
| Ne olursa olsun, bu senin için çok fazla. | Open Subtitles | أياً كانت هذه العملية فهي كبيرة جداً عليك |
| - Oh, adamım, bugün senin için çok güzel olacak. -Evet | Open Subtitles | ـ يا رجل، اليوم سَيصْبَحُ يوماً جيّداً جداً لَك ـ نعم |
| - senin için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً من أجلكِ |
| Peki. Kitabının sattığını biliyorum, bu da harika, senin için çok mutluyum. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أن كتابك يباع بشكل ممتاز وهذا رائع، أنا سعيدة جداً لأجلك |
| - senin için çok mutluyum. - Evet, ben hala inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لك أجل ، لازلت لا أصدق هذا |