| Bilgiye erişim iznim olmadığını biliyorum ama Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أعرف أني لا أملك الصلاحية، لكن لدي شيء من أجلك. |
| Bilgiye erişim iznim olmadığını biliyorum ama Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أعرف أني لا أملك الصلاحية، لكن لدي شيء من أجلك. |
| Senin için bir şeyim var ve ben sabırsızlanıyorum.. | Open Subtitles | لدي شيء لك ولا يمكنني الانتظار |
| Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أنا لدي شيئ من أجلك |
| Uğradığına sevindim. Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك قد حضرت , لدى شيئاً لك |
| Senin için bir şeyim var. Hiç kumsala gidemediğine göre. | Open Subtitles | لدى شئ من أجلك طالما لم تذهب للشاطئ |
| Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | خذ، لقد جلبت لك شيئاً |
| Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك شيئاً سيجعلك تحبنى كثيراً |
| Bilirsin, bu arada, Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | بالمناسبة، لديّ شيء لكِ |
| - Ben Melinda, Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أنا ملينه لدي شيئ لك |
| Sanırım Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أظـن لدي شيء لأجلك |
| Bekle. Burada Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | تمهل .لدى شئ لأجلك |
| Dostum, baksana. Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أنت يا صاح، اسمع لدي شيء من أجلك |
| Senin için bir şeyim var tatlım. | Open Subtitles | لدي شيء من أجلك عزيزتي |
| Hey, oğlum, Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | ... أنت يا فتى لدي شيء من أجلك |
| Evet, görebiliyorum. Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أجل, يمكنني رؤية ذلك, لدي شيء لك |
| Hemen sana gelmek istedim çünkü Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | أردت أن آتي بسرعة لأنني لدي شيء لك. |
| Senin için bir şeyim var. | Open Subtitles | لدى شيئ من أجلك |
| Koca adam, Senin için bir şeyim var.. | Open Subtitles | ياصديقي الكبير, أحضرت شيئاً لك |
| Senin için bir şeyim var. Hiç kumsala gidemediğine göre. | Open Subtitles | لدى شئ من أجلك طالما لم تذهب للشاطئ |