Acının içinde olan kız sadece senin kızın değil... o aynı zamanda bizim gelinimiz. | Open Subtitles | تلك الفتاة التي تتألم ليست ابنتك فقط، هي أيضا زوجة ابننا |
- Yo hayır, ona yardım etmeliyim. - O, artık senin kızın değil. | Open Subtitles | لا, علي مساعدتها - انها ليست ابنتك بعد الان - |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست ابنتك. |
senin kızın değil. Benim ki de değil! | Open Subtitles | إنها ليست إبنتك , وليست إبنتي إذا كنت تريد معرفت هذا |
Sesi, gözleri ama o senin kızın değil. | Open Subtitles | لديها صوتها، لديها نظرتها لكنّها ليست إبنتك |
Hayır, izin vermiyorum ama sen merak etme, Violet senin kızın değil. | Open Subtitles | لا لااسمح بذلك ولا تقلق بشأنها , هي ليست طفلتك |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست ابنتكِ. |
Evet, kızın senin kızın değil. | Open Subtitles | أجل، ابنتك ليست ابنتك |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست ابنتك |
senin kızın değil. | Open Subtitles | انها ليست ابنتك |
Hyaır,o senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست ابنتك |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | انها ليست ابنتك |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنّها ليست ابنتك |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنّها ليست ابنتك |
Ve ikincisi; o senin kızın değil. | Open Subtitles | و ثانياً، ليست ابنتك. |
Bunu yapmak istemeyebilirsin, benim kıçımı kollamaktan vaz geçebilirsin de, sonuçta, senin kızın değil. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريد أن تفعل هذا، فأنا لا أريدك بأن تُساندني ... إنها ليست إبنتك |
Oradaki senin kızın değil, benim kızım! | Open Subtitles | إنّها ليست إبنتك التي تجلس هناك لكنّها إبنتي! |
Nasıl senin kızın değil? | Open Subtitles | ماذا تقصد ليست إبنتك ؟ |
Ama senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست إبنتك |
Yani Gab Langton senin kızın değil mi? | Open Subtitles | إذا ًغاب لينجتون ليست إبنتك ؟ |
O senin kızın değil. | Open Subtitles | إنها ليست طفلتك |