Senin olduğunu biliyordum.Koluna kelepçeyi takmalıydım. | Open Subtitles | لقد عرفت أنه أنت ربما لم ألقى القبض عليك حينها ولكنى عرفت أنه أنت |
Bizi aradıklarında Mott'daydık. Senin olduğunu duyduk. | Open Subtitles | كنا في الخارج عندما تلقينا الاتصال و عرفنا أنه أنت |
Senin olduğunu tahmin etmediğime şaşırdım sadece. | Open Subtitles | أنا متفاجيء فقط , لم أكن أحسب أنه أنت |
Öğleyse başka biri olmalıydı, Senin olduğunu düşünmemi isteyen bir hayalet veya birileri. | Open Subtitles | إذاً لا بد وأن يكون شخصاً آخر مثل شبح أو ربما شخص أرادني أن أظن بأنه أنت |
Evet. Senin olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أوه، نعم، عَرفتُ بأنه أنت ، حَسَناً |
İşaretsiz oldu. Ama biz Senin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | . أنها لا تحمل علامات ، ولكن سنعرفُ أنها لك |
Bankta bulmuştum. Senin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد وجدته على نفس المقعد و قد قلت أنه لك |
Benimle oynama. Senin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اللعنة لا تتلاعب بي أعرف أنه أنت |
Tamam, gerçekten Senin olduğunu nereden bileceğim? | Open Subtitles | حسناً كيف لى أن أعلم أنه أنت حقيقةً ؟ |
Senin olduğunu biliyordum Fredo. | Open Subtitles | علمت أنه أنت , فريدو لقد حطمت قلبي |
- Senin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه أنت |
Melekler Senin olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الملائكة تظن أنه أنت |
Senin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنه أنت. |
Senin olduğunu anlamıştım, zil sesini tanıdım. | Open Subtitles | عرفتُ بأنه أنت لقد ميزت نغمة الهاتف |
Barney, Senin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بارني أعلم بأنه أنت. أين أغراضي؟ |
Senin olduğunu anlamıştım, zil sesini tanıdım. | Open Subtitles | عرفتُ بأنه أنت لقد ميزت نغمة الهاتف |
Çeyrekliği istiyorsan, al senin olsun. Ama lütfen Senin olduğunu iddia etme. | Open Subtitles | إن أردتها، خذها، لكن لا تخبرني أنها لك |
Eğer Senin olduğunu bilseydim, onu sular ve Mohammad'in dokunmasına... izin vermezdim. | Open Subtitles | لو عرفت أنه لك ، لكنت سقيته ، ولم أسمح لمحمدي أن يلمسه |
Senin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | -لا أعلم أنها دراجتك |
Kusura bakma, dedektif. Arkadan Senin olduğunu anlamamıştım. | Open Subtitles | آسف أيتها المحققة لم أُدركُ أنّه أنتِ من الخلف |
Senin olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم أنه طفلك وأنا أيضاً لا أريده، مثلك تماماً |
Şimdi, bunun Senin olduğunu biliyorum, ama seçmiş olduğun hayatın yazısız kuralları gereğince bu, artık bana ait. | Open Subtitles | فهمت الأن أنه كان لك ولكن نظراً لللقواعد الغير موضحه لهذه الحياة التي إخترتها أنها تنتمي إلي الآن |
Senin olduğunu tahmin etmiştim. | Open Subtitles | ظنتت أنّها أنتِ |
Senin olduğunu da kimseye söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أخبر أحداً بأنّك الفاعل .. |