| Aslında sadece sana kefil olup onu da ilkel insan sergisinde bırakabiliriz. | Open Subtitles | يمكنني أن أكفلكِ فقط ويمكننا أن ندعه هنا في معرض الرجل البدائي |
| Bir arkadaşınızla, bir sanat sergisinde gezindiğinizi düşünün ve dikkat çekici bir resim gözünüze çarptı. | TED | تخيل أنك تتجول مع صديق لك في معرض فني وإذا بلوحة مدهشة تلفت انتباهك. |
| Bu Pan-Amerikan sergisinde beyaz olmayan insanlar temsil edilmelidir, özgürlükten bu yana gelişimimizi görmek ulusun yararına olabilir. | TED | يجب أن يُمثّل الملونين في معرض البلاد الأمريكي، إنها ستفيد الأمة لمعرفة نمونا منذ التحرر. |
| Sizi çiçek sergisinde görmüştüm. Evimize gelmenizin sebebi neydi? | Open Subtitles | لقد رأيتك في معرض الأزهار، ما الذي أحضرك لـمنزلنا؟ |
| Ama sonra bir mucize eseri, çiçek sergisinde beni görünce küçük bir görüşme yapmaya karar verdi. | Open Subtitles | لكن بشكل عجيب رأتني في معرض الأزهار، لذا التقت بي بشكل موجز |
| Bir cumartesi gecesinde bir grup orta okul öğrencisiyle robot sergisinde olacağım hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أفكر أبدا أني سأكون في معرض ربوتات مع طلبة إعدادي مساء السبت |
| Çok isterdim, ama Thor Bilimi sergisinde dev bir kalabalık var. | Open Subtitles | أود ذلك، لكن هناك حشد كبير هنا عند معرض "علوم ثور" |
| Geçtiğimiz günlerde Zürih'de yapılan Manifesta sanat sergisinde yaptık bunu, üniversitede laboratuvarda öğrencilerle beraber değil gerçek bir grupla yaptık, tıpkı sizler gibi. | TED | فعلنا ذلك في معرض مانيفيستا للفن والذي كان هنا في زيورخ مؤخرا، ليس مع الطلاب في مختبر الجامعة ولكن مع أناس حقيقيون، مثلكم يا أصدقاء. |
| "Greenwich Village Kaldırım sergisinde ilgi odağıydı. Patterson'un Birthright tablosu." | Open Subtitles | لوحة الحشود الممسكة,فى معرض قرية سيدووك, للفنانة باترسون . |
| Çiçek sergisinde siz de beni gördünüz. | Open Subtitles | لقد رأيتيني أيضاً في معرض الأزهار |
| Chuck Close sergisinde beleş şarap ve peynir var-- | Open Subtitles | يوجد نبيذ و جبن مجانا في معرض "تشك كلوس" الفني الإستعادي |
| Kürklü Hayvan Hayranları sergisinde pelüşlerle takılıyor. | Open Subtitles | أنها توجد هناك مع ذاك القناع في معرض "فري فندوم" |
| İkinci Dünya Savaşı sergisinde. | Open Subtitles | إنها في معرض الحرب العالمية الثانية |
| Cuma gecesi Pleasant dağında bir bonzai ağaç sergisinde olacağım. Gitmek ister misiniz ? | Open Subtitles | لدي معرض لأشجار الزينة في (مت بليزنت) ليلة الجمعة، أتريدان الذهاب؟ |
| Lily'nin, 2008'in sanat mücadelesindeki ilk hamlesi en sevdiği tablolarından birini arkadaşının sergisinde sergilemek oldu. | Open Subtitles | تحدي الفن العظيم لـ (ليلي) في 2008 كان أن تعرض واحدة من لوحاتها المفضلة في معرض صديقتها |
| Bir müze sergisinde Jack'in rast geldiği bir şey olmuş. | Open Subtitles | شيء حدث في معرض المتحف حيث كان (جاك سيكورد) |
| Eğer bana ihtiyacın olursa, yan taraftaki Antietam sergisinde olacağım. | Open Subtitles | لذلك اذا احتجتي الي, سأكون في الجوار في معرض ( انتيتام). |
| Gerçek bir sanat sergisinde benim eserlerim. | Open Subtitles | هذا عملي .. في معرض فني حقيقي |
| Ben de seni Stephen Hawking sergisinde sikerim. | Open Subtitles | صحيح، أنا سوف أمارس معك الجنس (في معرض العالِم (سيفن هوكينغ |
| Sonra LACMA'daki Kubrick sergisinde hoş, Asyalı bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | ثُم ألتقيتُ بهذه الفتاة الاسيوية اللطيفة في معرض (كوبريك) |