O yolculukta, dinginlik ve sessizlikte, gerçekte kim olduğunu, bulması gerek. | Open Subtitles | في تلك الرحلة يجب ان يكتشف, الحدة الصمت, من هو حقا. |
Peki bir sanatçı hayal gücünü nasıl besleyecektir, bu sessizlikte nasıl yaşayacaktır? | Open Subtitles | كيف يمكنه العيش في هذا الصمت ؟ تمضي السنين وفي صباح يوم ما تستيقض |
Şimdi seninle konuşarak Büyük sessizlikte yeni bir ceza daha kazandım. | Open Subtitles | الآن لقد حمّلتكِ كفارة أخرى و ذلك لحديثي إليكِ أثناء الصمت العظيم. |
Burada, sessizlikte yatmış binlerce yıldır, Truva bile kuşatılmadan önce. | Open Subtitles | هنــا تقبع أسرار فـي صمت متكامـل منذ آلاف السنين ، قبل أن ترزح طروادة تحت الحصار طروادة : |
Gözlerimi kapadığım zaman ufuktaki karlı dağları ve büyük, parlak bir sessizlikte yüzüme yağan karları görüyordum. | Open Subtitles | عندما أغلق عيني فانني أرى جبالا جليدية في الأفق حبات بيضاء تتساقط على وجهي في صمت مشرق و فسيح |
Pekala o halde, burada garip sessizlikte oturabiliriz. | Open Subtitles | , حسناً إذاً سنجلس هنا في صمت رهيب |
Onu izleyen kısa bir sessizlikte birden, şarkı söylemeye başladı. | Open Subtitles | وأثناء فترة الصمت القصيرة قبل أن يبدأ الشريط التالي صدحت فجأة بالغناء |
Onu izleyen kısa bir sessizlikte birden, şarkı söylemeye başladı. | Open Subtitles | وأثناء فترة الصمت القصيرة قبل أن يبدأ الشريط التالي صدحت فجأة بالغناء |
Ne var ki, denilemeyecek şey sessizlikte saklanmalı. | Open Subtitles | على كل حال, ما لا يمكن قوله يجب أن يظل في الصمت |
sessizlikte çok fazla durduk mahkeme salonunda. | Open Subtitles | لقد عشنا في الصمت طويلاً خارج و داخل قاعة المحكمة |
Sessiz biridir, fakat bu sessizlikte güç yatar. | Open Subtitles | إنّها قليلة الكلام ولكن يقبع خلف ذلك الصمت قوة |
Japon sanatçı Chiharu Shiota, bunu "sessizlikte" adlı bir parçada yarattı. | TED | تم إنشاء هذا من قبل الفنان الياباني تشيهارو شيوتا في قطعة تسمى "في الصمت". |
Sesini duymasam, sessizlikte kaybolur giderim. | Open Subtitles | بدون صوتكِ، سأضيع في أرض الصمت. |
İnsanlara tehdit oluşturan bazı şeyler sessizlikte yatar. | Open Subtitles | ثمة تهديد للبشر يترصد في هذا الصمت |
Fakat kalbinde duyabilir. Hatta sessizlikte sizi hissedebilir. | Open Subtitles | -ولكن بقلبه, حتى اثناء لحظات الصمت سوف يشعر بوجودكم معه. |
sessizlikte, aklının içinde ve sen onların sözlerini tekrar edeceksin. | Open Subtitles | في صمت ، في عقلك وستعيد كلماتهم |
Ara sıra Mükemmel sessizlikte yukarı baktım, | Open Subtitles | ومن وقتٍ إلى آخر نظرتُ في صمت كامل |
Londra'daki bütün eleştirmenleri arayıp... bir ahmağın tek satırı hatırlaması için yarım saat sessizlikte oturduğumuzu... yok sayarlarsa düdüklerini öttürmeyi mi teklif edeceksin? | Open Subtitles | تزور كل ناقد في " لندن " تعرض عليه الجنس إذا تجاهل حقيقة أنني جلسنا في صمت تام نصف ساعة |
sessizlikte çalışmayı severim! | Open Subtitles | أحب العمل في صمت |
Yalnızca sessizlikte huzuru bulabilirler. | Open Subtitles | فقط في صمت قد وجدوا السلام. |
Ona göre, en hareketli, en dikkati dağınık, testosterondan kafayı bozmuş olan 15 yaşındaki Kaliforniyalı çocuk bile sessizlikte sadece üç gün harcadığında içinde bir şeyler yatışıp arınıyordu. | TED | وكما لاحظ، فإنه حتى أكثر الصبية اضطرابا، وتشتتا ، وغرقاً بالهرمونات (التستوستيرون) من عمر ال15 من أولاد كاليفورنيا لم يكن عليه سوى قضاء ثلاثة أيام في صمت حتى يبرد شيءٌ ما في داخله ويصفى. |