Muhtemelen şiddet yanlısı bir adam. Eski sevgilisinin çocuklarını kaçırmış. | Open Subtitles | انهٌ بالتأكيد رجل عنيف , كيف يختطف اطفال صديقته القديمة |
sevgilisinin durumundan ötürü dışarı çıkabilmesi zor olduğundan beni bahane ediyor. | Open Subtitles | نعم، أعتقد انه يحاول يائساً الهروب من صديقته الحامل، وأنـا عذره. |
Margarita'nın, sevgilisinin yarıda kalmış hayaline olan bağlılığı, şeytani arkadaş grubunun maceraları ile arasında tuhaf bir bağlantı doğuruyor ve hikâyeyi gerçeküstü bir doruk noktasına sürüklüyor. | TED | والتي يحمل إخلاصها لحلم حبيبها المتروك علاقةً غريبة بمغامراته الشيطانية. ما له أن يأخذ الحكاية إلى ذروتها السريالية |
Ju, sevgilisinin eski arkadaşıyla yaşamak ister mi emin değilim. | Open Subtitles | ولا اعلم ان كانوا يعيشون الأن مع حبيب امهم الجديد |
Yumru ayak, Leni'ye, sevgilisinin, hergün vatandaşlarının ölüm emrini verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول لها بأن عشيقها هذا يصدر أوامر الاعدام بحق أبناء بلدها كل يوم |
Bir tanık, Marissa'nın sevgilisinin oldukça belirgin yeşil beyaz bir kazak giydiğini söyledi. | Open Subtitles | الشهود قالو بانهم شاهدو حبيبة ماريسا ترتدي سترة مميزة جداً باللون الاخضر والابيض |
O çocuğun sevgilisinin tişörtü olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أنه قميص خليلة ذاك الشاب |
Kurulan pusuyu aşmış ve sevgilisinin vücudunu gizli bir yere götürmüş. | Open Subtitles | بالتعرض لقبرأبيه وأخيه ووضع فخ له على قبرحبيبته لكنه وجد طريقه وحمل جثة حبيبته لمكان سري |
Her zaman sevgilisinin kardeşinin evini kullanır. | Open Subtitles | إنه فقط يستعمل هذا المكان شقة أخو صديقته |
sevgilisinin öldürüldüğünü ve benim onun kopyası olarak yerine geçtiğimi. | Open Subtitles | إن صديقته قد ماتت وأنني موجودة لأخذ مكانها |
Annem, babamı aradı ve ona bağırdı ve onun tüm söylediği, benim artık onlarla oynamak için büyüdüğüm ve onların, sevgilisinin kızının daha çok hoşuna gideceğiydi. | Open Subtitles | أتصلت أمّي بأبّي وصرخت، وكلّ ما قاله كان، أني كنت كبيرة جداً على هذا وبأنّ إبنة صديقته ستقدّرها أكثر. |
Yani, yanlış bir bağlılık sebebiyle, Maria Gambrelli eski sevgilisinin adını ifşa etmez. | Open Subtitles | فبسبب الولاء الخاطىء .. ماريا .لن تكشف عن إسم حبيبها السابق |
Yani tam da Meredith ve sevgilisinin aradıkları şey. | Open Subtitles | بالضبط الذي ميريديث و حبيبها كَانتْ تَبْحثُ عنها. |
Okuldayken, en yakın arkadaşıma, sevgilisinin onu aldattığını söylediğimde, benimle bir daha konuşmadı. | Open Subtitles | عندما قلت لأعز صديقاتي في الثانوية أنني أعتقد أن حبيبها يخونها، لم تخاطبني ثانية قط |
Kişisel tarihinde lise sevgilisinin öldüğü ve annesinin boynunun koptuğu bir trafik kazasına şahit olmuşluğu var. | Open Subtitles | تأريخه الشخصي يَتضمّنُ أنْ يَكُونَ شاهدَ إلى حادثِ آليِ الذي فيه حبيب مدرسته العليا قُتِلَ وأمَّه ضَربتْ عنق. |
En son sevgilisinin Rusya'daki malikanelerine dönmesiyle Lea, artık belli bir yaşa geldiğinin bilinciyle emeklilik fikriyle flört etmeye başlamıştı. | Open Subtitles | والان , مع رحيل عشيقها الأخير لولايته الروسية ليا , تدرك انه ليس مستحيل ان تحب فى ذلك العمر |
sevgilisinin olduğunu bilmiyordum, ...ve öğrenir öğrenmez ayrıldım. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن لديه حبيبة وقطعتها فور علمي بها |
Ben oğlunun sevgilisinin doktoruyum. | Open Subtitles | أنا طبيب خليلة ابنكَ |
sevgilisinin evinde buluşacağız. Tahta kaldırımlı tek katlı verandalı bir ev. | Open Subtitles | ،وهذا ما سيحضره، سنقابله في منزل حبيبته .كوخ كبير بالقرب من الممر الخشبي |
Sonra da sevgilisinin müşteri bilgileri sayesinde kurban profili oluşturuyor. | Open Subtitles | ومن ثمّ يستخدم أبحاث خليلته لبناء لمحات شخصيّة عن الضحايا. سجلّ جنائي حافل. |
Daha sonra aşık gelir, İç çekerek sevgilisinin kaşlarına yazılmış acıklı bir şarkıyla. | TED | ومن ثم العشيق، يتنهد مثل الفرن, مع أُغنية حزينة مصنوعة لحاجب عشيقته. |
Çete Birimi kurbanın eski sevgilisinin nerelere takıldığını kontrol edip soruşturacak. | Open Subtitles | وحدة العصابات ستسأل بالأرجاء، وستحقق من مكان تسكّع خليل الضحيّة السابق |
Eski sevgilisinin adresinden bir şey çıkmadı. Adamı gören olmamış. | Open Subtitles | لم يفدنا عنوان خليلها السابق، حتّى الآن، لم يره أحد |
Çünkü hiçbir erkek, sevgilisinin başka bir erkeğin evine gitmesinden hoşlanmaz. | Open Subtitles | حيث أنه لا يوجد رجل يحب أن تذهب فتاته إلى منزل شخص آخر |
Ben karşımda sevgilisinin başını derde sokup sonra da onu bir kasabın ellerine yollayan, bu sırada da kızım gibi masum, genç bir kızla da gönül eğlendiren birisini görüyorum. | Open Subtitles | ارى شخصا امامى وضع رفيقته فى مشكله وأرسلها الى الجزار بينما انتقل الى فتاه صغيره بريئه مثل طفلتى |
Son isteği acıklıydı sevgilisinin giysilerine benzer giysilerle gömülmek. | Open Subtitles | كان محزنا عندما طلبت انت تدفن بملابس تذكرها بصديقها |
Çünkü o, sevgilisinin böyle korkunç bir şey yaptığını görmektense kendini feda etmeyi tercih eder. | Open Subtitles | سيفضل أن يضحي بنفسه على أن يرى محبوبته ترتكب فعلة شنيعة كهذه |