Bizim hedefimiz büyük sevkiyatlar, büyük para ve büyük cazibesi olan işler. | Open Subtitles | سنتعامل مع الشحنات الكبيرة، النقود الكبيرة والعروض الكبيرة |
sevkiyatlar yardıma muhtaç uluslara ulaştı bile ve yakında tüm dünyaya ulaşacak. | Open Subtitles | ويجرى بالفعل توزيع الشحنات إلى الدول المحتاجة. وقريباَ ستكون متاحة عالمياَ. |
İskenderiye'den tüm sevkiyatlar durdu ama kimse nedenini bilmiyor. | Open Subtitles | كل الشحنات الآتية من الاسكندرية توقفت , لكن لا احد يعرف السبب |
Devlet desteğini arttır. sevkiyatlar da böylece toparlanır. | Open Subtitles | ضاعف من الاعانات المالية مشكلة الشحنات ستحل تلقائيا |
Sidney'e ve Hong Kong'a olan sevkiyatlar hazır. | Open Subtitles | الشحنات مضمونه في سيدني وهونغ كونغ |
Bay Rothstein'a yapıIan sevkiyatlar sadece arka yolları kullanacak ve Tabor Heights'tan geçmeyecek. | Open Subtitles | كل الشحنات إلى السيد (روثستين) ستسخدم الطريق الخلفي وحسب متجنبين طريق الهضبة جميعا |
sevkiyatlar sürekli kesilir durur. | Open Subtitles | الشحنات تتعرض إلى عوائق طوال الوقت |
İşe yararsa diğer sevkiyatlar gelecektir. | Open Subtitles | -إذا نجحت، سيكون هناك المزيد من الشحنات |
Bu sevkiyatlar daha önemli hale geldi. | Open Subtitles | ازدادت أهمية هذه الشحنات |
Adama'nın izin dışı seferleri fark edeceğini biliyordu bu nedenle Pegasus'la kural dışı sevkiyatlar arasında bir güvenlik duvarı yaratmak amacıyla, teslimatları üstlenmem için beni zorlamaya çalıştı. | Open Subtitles | كان يعلم أن (أداما) بإستطاعته النيل من سفنه الرافضة لذا فقد حاول إجبارى على تسليم الشحنات لإيجاد غطاء حماية بين (بيجاسوس) والسلع المهربة |
sevkiyatlar... | Open Subtitles | الشحنات ... |