"sevmediği" - Traduction Turc en Arabe

    • لا يحبها
        
    • لا يحبه
        
    • لا تحبه
        
    • تكرهه
        
    • لا تروقها
        
    • يحبنى
        
    • يحبّنا
        
    • لا يروق له
        
    • لم يحب
        
    sevmediği yerleri Fransız uçaklarıyla bombalamak için hep bir nedeni var. Open Subtitles لديه دائما أسباب اخلاقية ليرسل طائرات فرنسية لتفجر أماكن هو لا يحبها
    Spora da birimizin sevip birimizin sevmediği arkadaşlarımız gibi baksak ya? Open Subtitles لما لا ننظر إلى الرياضة كالأصدقاء الذين يحب أحدهم الرياضة و الآخر لا يحبها ؟
    Ve Sadie' nin sevmediği bir şey varsa, o da insanların bu kuralları çiğnemesidir. Open Subtitles و اذا كان هناك شيئ واحد لا يحبه سايدي ويخرقوا الناس القواعد
    sevmediği hıyarın tekiyle evlensin diye onu salona götüremem. Open Subtitles لا أستطيع دفع كرسيّها إلى المذبح لتتزوج من وغد لا تحبه حتى
    Bir tişört olabilir bu, sevmediği ama şikayet etmeden giydiği... Open Subtitles قد يكون قميصاً تكرهه بشدة لكن ترتديه دون شكوى
    Çünkü onu sevmiyorum ve onun da beni sevmediği çok açık. Open Subtitles لأننى لا أحبة ومن الواضح انه لا يحبنى أيضاً
    Bu, bizi de sevmediği anlamına mı geliyor? Open Subtitles أيعني هذا أنّه لا يحبّنا أيضاً؟
    Adam hayatını sevmediği bir zombiyle geçirmeye karar verdi. Open Subtitles الرجل قرر قضاء ماتبقى من حياته مع زومبية لا يحبها.
    Bir insan, sevmediği özelliklerini reddedebilir. Open Subtitles الشخص يستطيع أن يرفض جوانب من حياتها لا يحبها
    Axl'ın hiçbirimizin sevmediği bir sevgilisi var, işler karıştı, Şükran Günü'ne gelmedi annem yıkıldı ve Axl'la konuşmalı mıyım konuşmamalı mıyım bilmiyorum. Open Subtitles ارتبط أكسل بحبيبة لا يحبها أحد وقد فسد كل شيء ولم يأتِ للبيت في عيد الشكر وأمي منهارة
    Herkesin sevmediği bir şey varsa o da ispiyonculuktur. Open Subtitles إن كان هناك شيئا لا يحبه أحد00 فهو الإفشاء بالسر0
    Onun sevmediği Tayland restoranından yemek bile söyledik. Open Subtitles حتى أننا طلبنا من المطعم التايلندي الذي لا يحبه.
    Değişik suçlulular var. Şehirdeki kimsenin sevmediği tuhaf gençler, ağır metal dinleyenler. Open Subtitles كان لديهم مذنب مثالي، صبي مراهق غريب الذي لا يحبه أحد في المدينة
    Eğer tüm bu hareketlerin, annenin sevmediği casino hakkındaki özel bilgileri ele geçirmek içinse sana dava açacağımızı bil. Open Subtitles لذلك ,إذا كان كل هذا التصرف متعمد من أجل الوصول لمعلومات خاصه حول الكازينو الذي لا تحبه أمك إعلمي أننا سنقاضيك
    Ulysses'nin karısını sevdiği,ancak karısının onu sevmediği. Open Subtitles أن عوليس يحب زوجته وزوجته لا تحبه
    İnsan sevmediği birine eşek şakası yapmaz. Open Subtitles لا يمكنك عمل مقلب في شخص لا تحبه. هذا...
    Kişiliğinizin sevip sevmediği şeyleri bilmelisiniz. Open Subtitles عليكم معرفة ما تحبه شخصيّتك وما تكرهه
    April'in Chris ile çalışmasını istemiyorum bu yüzden bir ay boyunca sevmediği işleri yapacağım. Open Subtitles أحاول أن أوقف (ابريل) عن أخذ وظيفة مع (كريس) لذلك أفعل كل شيء تكرهه لمدة شهر
    Ama beni sevmediği için değil, beni sevdiğini biliyorum. Open Subtitles ولم يكن ذلك لأنه لا يحبنى أعرف أنه يحبنى
    Bu, bizi de sevmediği anlamına mı geliyor? Open Subtitles أيعني هذا أنّه لا يحبّنا أيضاً؟
    İmparator gibi bir şey. Bir Şah sevmediği herkesin kellesini vurdurabilir. Open Subtitles الشاه ربما يقطع رأس أي شخص لا يروق له
    İsa'nın domuz ve kaburga sevmediği. Open Subtitles الإعتقاد أن المسيح لم يحب أضلاع و دهن الخنزير

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus