Polis bizi karakola götürür, onlarda bizim silahsız olarak, nerede olduğumuzu bilirler. | Open Subtitles | سيأخذنا الشرطة للمركز, سيعرفون مكاننا وسيعرفون أننا غير مسلحين |
Eğer sen ve arkadaşın... 15 dakika içinde silahsız olarak teslim olmazsanız... önce bütün adamlarım karının üstünden geçecek. | Open Subtitles | ...إذا لم تستسلم انت وصديقك ...لنا غير مسلحين في خمسة عشرة دقيقة... اولا ، سأجعل كل واحد من رجالي يأخذ جولة معها |
Ya Sam'le birlikte silahsız olarak çıkarsınız ya da biz gireriz. | Open Subtitles | , أريدك أنت و (سام) أن تخرجا من هنا غير مسلحين و إلا سندخل |
Ne çeşit bir aptal istilacılar için tuzak kurar ve sonra kumsala silahsız olarak iner, diye sormuştun. | Open Subtitles | لقدسألتنيمَنالأحمق.. الذي يصنع أفخاخاً للغزاة، ثمّ يركض مُسرعاً نحو الشاطئ بدون سلاح |
Boz ayılarla, silahsız olarak ki silahsız olmak altın kural, dünya üzerindeki herhangi birisine göre, çok daha uzun süre yaşadım. | Open Subtitles | عشت طويلا مع الدببة, بدون سلاح, - إنه المفتاح, دون سلاح - من أي إنسان آخر في التاريخ الحديث. |
Bu yüzden Samoa ve diğer gelişen toplumlarda ergenler ormanın içine, silahsız olarak gönderilir ve bir ya da iki şey öğrenene kadar geri dönmezlermiş. | Open Subtitles | لذلك عند قبائل (ساموا) وبعض الأمم الصغيرة، يتم إرسال المراهقين إلى الأدغال بدون سلاح ولا يعودون حتى يتعلّموا بضعة أمور |
Buraya silahsız olarak, işimi sağlama almadan gelir miydim? | Open Subtitles | هل أنا جئت إلي هنا دون سلاح حقاً دون أي مساعدة ؟ |
Casey Steele'in silahı var. Seni oraya silahsız olarak gönderme riskini alamam. | Open Subtitles | كايسي ستيل) هو قاتل) لا يمكنني أن أدعك تذهب بدون سلاح |