Eğer her simge uzaya belli bir noktayı gösteriyorsa o zaman bu altı sembol bir çeşit kutu yaratır. | Open Subtitles | إذا كان كل رمز يمثل نقطة محدد في الفضاء إذن , سته منهم سيقموم بإنشاء نوع من الإقفال |
Hem de suçtan rahatsız olan herkesi arkasında toplayabilecek bir simge. | Open Subtitles | رمز لكل شخص يمقت الجريمة يمكن حقا وراءها. |
Tekrar, şehrin elinde kalan tek simge benim. | Open Subtitles | مرة أخرى، أنا رمز الوحيد لهذه المدينة تستطيع الوقوف خلفه. |
simge mavi, dikdörtgen ve masaüstünüzün sağ alt köşesinde. | TED | هذا الرمز أزرق ومستطيل الشكل وفي الزاوية اليمنى الدنيا من سطح المكتب |
Bu simge 16. yüzyıl Avrupa'sında kurban etme törenlerinde kullanılırdı. | Open Subtitles | هذا الرمز إستعمل في الضحية الأخيرة يشبه تماما ما استخدم في القرن السادس العشر بأوروبا. |
Başka bir kültürün simge bir kişisini, spreyle boyamak nasıl bir ırkçılıktır? | Open Subtitles | أي نوع من الوحوش العنصريّة يلون رمزا لحضارة شخص آخر ؟ |
Bir simge olarak bozulmaz sonsuz olabilirim. | Open Subtitles | كرمز استطيع ان اكون غير قابل للبلى استطيع ان اكون ابدي |
simge, grafik, büyüleyici. | Open Subtitles | مبدع تصويري خلاب |
Aslında filmin reklamı bu simge dans üzerine olmalı. | Open Subtitles | (عباس)، إشراك (جياترى) ببعض الأغاني كانت فكرة رائعة أعرف |
Böyle bir asker, bir simge, laboratuvarda saklanmaz. | Open Subtitles | لا يمكن إختيار جنديّ، شيئ بمثابة رمز كذلك، وتقم بإخفاؤه في مختبر. |
Boyle'un küçük bir geri gelme seksine ihtiyacı var. "Patlıcanlı simge". | Open Subtitles | بويل يحتاج إلى أن يعاشر أحداً ما لينسى فيفيان رمز الباذنجان التعبيري |
TK: San Francisco için güçlü bir simge. | TED | تيد: رمز قوي لمدينة سان فرانسسكو. |
Batman sadece bir simge, Rachel. | Open Subtitles | وعندها سمعت عن قناعك "قناعي هو رمز يا "رايتشل |
Şeytana tapanların cehennemden iblis çağırmada kullandığı bir simge. | Open Subtitles | إنها رمز لاستدعاء الشياطين من الجحيم |
Bu şehrin ihtiyacı olan simge benim. | Open Subtitles | أنا هو رمز هذه المدينة التي تحتاجه. |
Bu sadece aramızdaki bir simge. O kadar da önemli değil. | Open Subtitles | إنّها مجرّد رمز وليست قويّة بما يكفي |
O büyücü, askerlere cesaret veren bir simge. | Open Subtitles | فقط , هي الرمز الذي يشتقّ الرجال منه الشجاعة. |
Öyleyse ben belediye ile simge maç çalıştılar ama doğrudan maç değildi, sadece işe yaramadı. | Open Subtitles | إذاً عندها حاولت أن أصل الرمز مع المجلس لكنه لم يكن متطابقاً . إنه لم ينجح فقط |
simge, orijinal mektuptaki simgeyle aynı, değil mi? | Open Subtitles | الرمز، يتطابق مع الرمز بنهاية الخطاب الأصلي، أليس صحيحاً؟ |
Öyle olsa bile, şükranlarımız için küçük bir simge bekliyoruz. | Open Subtitles | ومع ذلك، توقع منا رمزا لعرفاننا |
Bu günlerde şapkalar gerçekten bir simge, öyle değiller mi? | Open Subtitles | القبعات اصبحت رمزا هذه الأيام |
Yeraltı dünyasıyla savaşmaya başlayacağınıza göre bu simge, değer verdiklerinizi intikamdan koruyacak bir kişilik olmalı. | Open Subtitles | افترض بانك سوف تواجه عالم الجريمه كرمز لحماية أولئك الذين تهتم بهم من الاعمال الانتقاميه |
simge olmuş artık. | Open Subtitles | هذا القرف هو مبدع |
Senin bu simge şarkıda yer almandan ötürü sevinçliyim. Teşekkürler! Gerçekten salladın, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | جياترى) تعويذة الحظ بفيلمي) |