| elindeyse, sadece, ceviz ağacının altındayken seni hiç rahatsız etmeyen ... sivrisineklerden oradan geçen büyükler yüksek sesle şikayet ettiğinde... dans ettirdiğin bir küçük kukla olurdu. | Open Subtitles | وحيث كنت تحمل دمية صغيرة وتجعلها ترقص حينما مر رجل بالغ يتذمر من البعوض الذي لم يكن ليزعجك تحت الشجرة |
| sivrisineklerden kaçan firari bir mahkûm olduğumu söyledim. | Open Subtitles | إنني سجينٌ هارب . وابتليت بمطاردة من البعوض |
| 50 yıldır sivrisineklerden başa buraya gelen olmadı. | Open Subtitles | لم يعش بهّا أي إنسان لمدة 50 عاماً, فقط البعوض |
| Atlar, köpekler, kediler tamamı sivrisineklerden hastalık kapabilir. | TED | الأحصنة والكلاب والقطط كلهم يمكنهم أن يصابوا بأمراض من البعوض أيضاَ . |
| Ayrıca modelleme çalışmaları var; genetiği değiştirilmiş bu sivrisineklerden az sayıda salınması durumunda bile, çok çok hızlı bir şekilde eliminasyonun başarılabileceğini gösterdi. | TED | هناك أيضا نماذج عملية التي أثبتت أنه حتى عند إطلاق سراح مجرد عدد قليل من هذا البعوض المعدل وراثيًا فستتمكن من تحقيق الإبادة بشكل سريع جدًا. |
| sivrisineklerden korunmak için cibinlik satın almaları, | TED | او ان يشتروا شبكات وقاية من البعوض |
| Tüm sivrisineklerden nefret etmiyorum. | Open Subtitles | ملاريا lt، يتذكّر؟ l لا يكره كلّ البعوض. |
| Kanını emen sivrisineklerden... farkları yoktur. | Open Subtitles | ...إنهم ...إنهم مثل البعوض يسحبون الحياة منك |
| Dışarıdaki sivrisineklerden bahsetmeme gerek yok sanırım. | Open Subtitles | لا أحتاج أخبارك عن البعوض بالخارج |
| Bu yüzden sivrisineklerden hep nefret ettim. | TED | ولذلك كرهت البعوض |
| Hatta sivrisineklerden o kadar nefret ediyoruz ki sırf bizden uzak olmaları için idris otu mumlarından böcek spreylerine, hatta ağır tarım ilaçlarına kadar pek çok şeye dünya çapında milyon dolarlar harcıyoruz. | TED | في الحقيقة ، البشر يكرهون البعوض لدرجة أننا نصرف مليارات الدولارات حول العالم لنبعدهم عنا من الشموع المعطرة إلى البخاخات المضادة للحشرات وصولاً إلى المبيدات الحشرية الثقيلة . |
| En azından sivrisineklerden korunuyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا آمنة من البعوض |
| Bir daha sivrisineklerden yakınmayacağım. | Open Subtitles | لن أتذمّر بشأن البعوض مجدداً |
| Yakın zamandaki tek ısırığım sivrisineklerden kaynaklı özellikle de Amy bizi dışarıda yatırmaya başladığın beri. | Open Subtitles | عضاتي الجديدة هي فقط عضات البعوض , خصوصا منذ أن بدأت (ايمي) في جعلنا ننام بالخارج |
| sivrisineklerden nefret edersin. | Open Subtitles | تكره البعوض. |
| Ah... sivrisineklerden. | Open Subtitles | مِن البعوض |
| Bu Yok Edici. Beni sivrisineklerden korur. | Open Subtitles | هذه (مدمر) تحميني من البعوض |
| Al, seni sivrisineklerden korur. | Open Subtitles | لن يعضك البعوض |