"siyasi bir" - Traduction Turc en Arabe

    • سياسي
        
    • سياسية
        
    • سياسى
        
    • سياسيه
        
    • سياسيّ
        
    Oğlum hakkındaki video siyasi bir konuşma değil, birinin korunan bir fikri değil. Open Subtitles هذا الفيديو الخاص بابني ليس له وزن سياسي إنه ليس رأي شخص ما
    Oğlum hakkındaki video siyasi bir konuşma değil, birinin korunan bir fikri değil. Open Subtitles هذا الفيديو الخاص بابني ليس له وزن سياسي إنه ليس رأي شخص ما
    Ancak elimizde siyasi bir kasırga var ve herkes fırtına mahzenine gidiyor. Open Subtitles ، لكننا نمتلك إعصار سياسي بين أيدينا والجميع يتجه إلى قبو العاصفة
    Bu bebek benim için sana siyasi bir değer katmanın bir yolu. Open Subtitles أو يديك لنفسك وهذا الطفل هو طريقتي لأعطيك دفعة سياسية نحو الأمام
    Bu, aynı olayı, iki farklı rahibin kendine mal etmesi ve siyasi bir gerçeği iki farklı dinin devralması açısından kayda değer bir örnektir. TED إنه مثال ملحوظ لاعتمادين كهنوتيين مختلفين لنفس الحدث، استحواذان دينيان مختلفان لحقيقة سياسية.
    siyasi bir evlilik yoluyla taht rüyası neden gerçekleşmesin? Open Subtitles لماذا اتمسك بحلم اعتلاء العرش عبر زواج سياسى
    London Underground siyasi bir hareket değil. Open Subtitles ان انفاق لندن ليست حركه سياسيه
    Belki fark etmedin ama cavus siyasi bir atesin icinde. Open Subtitles في حال لم تلاحظي يمارس ضغط سياسيّ كبير على الرقيب
    Ve daha neler olduğunu anlayamadan, kendimi aniden siyasi bir yarış içinde binlerce insanın tezahüratta bulunduğu bir ortamda buldum. TED وقبل أن أعرف ذلك، وجدت نفسي فجأة على منصة محاطة بالآلآف من الناس يهتفون أثناء تجمع سياسي.
    Teknoloji, İran'a siyasi bir değişim getirmedi. TED لم تقدم تلك التكنولوجيا اي تقدم سياسي في ايران
    Erkekler hep kadınları korumaktan bahsedip dururlar ama başıma gelenlerden sonra Frank, siyasi bir toplantıya gider. Open Subtitles يظل الرجال يتشدقون عن حماية نسائنا والآن بعد ما حدث لي هذا المساء يذهب فرانك لحضور اجتماع سياسي
    İsterseniz arayın, ama Bay Wilkes Bay Kennedy'nin dükkanındaki siyasi bir toplantıda. Open Subtitles فتش إن أردت لكن السيد ويلكس في اجتماع سياسي في متجر السيد كينيدي
    O zamandan beri burayı siyasi bir hapishane olarak kullanıyorlar. Open Subtitles وقد كانوا يستخدمون المكان كسجن سياسي منذ ذلك الحين
    Düşünceleri yüzünden baskı gören siyasi bir kişilik aynı zamanda. Open Subtitles إنه كذلك مفكر سياسي تعرض للاضطهاد بسبب أفكاره
    Çok cesur bir karardı ancak bu karar, ülkeyi siyasi bir boşlukta bıraktı. Open Subtitles قرار شجاع ولكنه في المقابل جعل البلد تعاني من فراغ سياسي
    Fakat siyasi bir hile ile polis barbarlığını ve polis suistimalini siyahın siyaha şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar. TED ولكن تبقى هناك حيلة سياسية تكمن في محاولة تأليب وحشية الشرطة أو سلوك الشرطة السيئ ضد العنف المتبادل بين السود.
    Arkadaşlarınızla ve ailenizle iletişim kurmak için verdiğiniz veri daha sonrasında siyasi bir sistemde kullanılmıyor. TED فانت لا تقدم بيانات تواصلك مع عائلتك وأصدقائك ثم يتم استغلالها لأجندة سياسية.
    Bilirsiniz, şid -- şiddet siyasi bir araç olarak bugünlerde epey rağbet görüyor. TED كما تعلمون فالعنف أيضا أداة سياسية .. والغضب اليوم يملأ المكان هنا تماما ..
    Orta sınıf giderek fakirleştikçe kredi almalarını kolaylaştırmak siyasi bir gereklilik olmaya başladı. Open Subtitles و بينما تزداد الطبقة المتوسطة تأخرا باستمرار هناك حث سياسى لحل ذلك بجعل الاقتراض أسهل
    Medya kullanımı bazen siyasi bir nedenden kuşkulanmamıza neden olur ama henüz böyle bir bağlantı kurabilmek için yeterli bilgiye sahip değiliz. Open Subtitles استخدام الاعلام يشير احيانا الى دافع سياسى لكن ليس لدينا معلومات كافية لهذا النوع من الصلة بعد
    Olayın tamamı siyasi bir şekil aldı. Open Subtitles لقد تحولت القضيه الي قضيه سياسيه
    Önünde siyasi bir kariyer olan ve çehresini yitirmek istemeyen bir savcı, böyle bir davanın yoluna taş koymasını istemezdi. Open Subtitles مدّعٍ لا يريد إراقة ماء وجهه ‫له مسار مهني سياسيّ مهدَّد بالسقوط، ربّما، و لا يريد أنْ يكون هذا عبئا عليه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus