| Önceden de dediğim gibi, buraya Size zarar vermeye gelmedik. | Open Subtitles | كما أخبرتك من قبل .. نحن لم نأتى لهنا حتى نؤذيك |
| Benden uzak durun! New York Polisi'ndeniz, Size zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | ابقوا بعيدين عني! نحن من قسم شرطة نيويورك, لن نؤذيك. |
| Size zarar vermeyeceğime dair annenize söz verdim. | Open Subtitles | حاولت والدتك أن تجعلني أوعدها أني لن أؤذيك |
| Size zarar vermeyeceğim. Sadece vampir öldürmek istiyorum. | Open Subtitles | لن أؤذيكم أمنيتي الوحيدة هي قتل مصاصي الدماء |
| Bayan, olduğunuz yerde kalın. Size zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | سيّدتي، إبقي مكانكِ فلن أؤذيكِ |
| Çok endişelendim. - Size zarar vereceğini sanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت قلقة جداً ، لقد ظننت بأنه سيقوم بإيذائك |
| Size zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | ونحن لن يضر بك. |
| - Adamlarımızı geri getirdiğiniz için size müteşekkiriz. - Size zarar vermek istemiyoruz. | Open Subtitles | نحن ممتنين لانك احضرت الرجال احياء لا نريد ايذائك |
| Pekâlâ, işgalciler. Size zarar vermek istemiyoruz. | Open Subtitles | حسناً يا أيها الدخلاء لا نُريد أن نؤذيكم |
| Size zarar vermeye gelmedik. | Open Subtitles | نحن هنا لان لا نؤذيكي |
| Bu yüzden her birinizi Size zarar vermelerini için ellerine neden vermemeniz konusunda uyarıyorum. | Open Subtitles | وبالتالى وجب التحذير لكم لا تعطوهم السبب لأن يؤذوكم |
| Konserve fasulye yüzünden Size zarar vermeyeceğiz dostum. | Open Subtitles | لن نؤذيك لأخذك بعض الفاصولياء المقلية يا صاح. |
| - Ben ona zarar vermedim, o bana zarar vermiyor, biz Size zarar vermiyoruz. | Open Subtitles | لم أؤذيه وهو لا يؤذيني ونحن لا نؤذيك |
| Size zarar vermeyeceğiz. Bizler barışçıl yolcularız. | Open Subtitles | نحن لن نؤذيك إننا رحالة مسالمون |
| Ben Size zarar veremem ama o verebilir. | Open Subtitles | لايمكنني أن أؤذيك. ولكنّها تستطيع. |
| - Tamam. Size zarar vermeyeceğim. Yukarı çıkın. | Open Subtitles | لن أؤذيكم و لكن عليكم أن تصعدوا إلى الأعلى |
| Size zarar vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أؤذيكِ الزمي مكانك |
| Size zarar kişi de dahil seks avcılarını rezil ediyordu. | Open Subtitles | أعني ، أنه يقوم بفضح المتوحشين حنسيًا و من ضمنهم الذي قام بإيذائك |
| Size zarar vermek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لن يضر بك. |
| Bunu nasıl ifade edebilirim bilemiyorum; fakat kasıtlı olarak Size zarar vermek isteyecek birileri var mı? | Open Subtitles | لا أعرف كيف سأسألك ولكن هل هناك اي شخص يريد ايذائك عن عمد؟ |
| Elleriniz başınızda dışarı çıkın. Size zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | أخرجوا وأيديكم فوق رؤوسكم و نحن لن نؤذيكم |
| - Size zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | - لن نؤذيكي |
| Artık Size zarar vermezler. | Open Subtitles | لن يؤذوكم الآن |
| Ancak şunu bilin ki, ben varken kimse Size zarar veremez. | Open Subtitles | ولتعرفوا جيدا أنه ليس من الممكن أن يصيبكم أى أذي طالما أنا هنا |
| Amerikan ordusu Size zarar vermeyecek! Silahlarınızı bırakın ve teslim olun! | Open Subtitles | لن يؤذيكم الأمريكيون أو يقتلوكم برجاء تسليم أنفسكم |
| Size zarar vermek istemeyiz, ama sizi uyarıyorum. | Open Subtitles | نحن لا نقصد بكم شرا ، لكننى أحذركم |
| Eğer çekilirseniz Size zarar vermeyiz | TED | إن أفسحتم الطريق فلا حاجة بنا لإيذائكم |
| Size zarar vermek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد إيذاءكم |