"sizin ve benim" - Traduction Turc en Arabe

    • لك و لي
        
    • يخصّني ويخصّك
        
    • لي ولك
        
    • ومثلك
        
    • ومثلي
        
    • أنا وأنتم
        
    Ama şimdi sizin ve benim için... bunların hiç bir önemi yok. Open Subtitles لكن لك و لي الآن... كلّ ذلك قد ذهب .
    Ama şimdi sizin ve benim için... bunların hiç bir önemi yok. Open Subtitles لكن لك و لي الآن... كلّ ذلك قد ذهب .
    Konu; sizin ve benim Huell'un mutlu kalmasini saglamak adina elimizden gelen her seyi yapmamiz. Open Subtitles الأمر يخصّني ويخصّك حيال بذل .(قصارى جهدنا لإسعاد (هيول (هيول)؟ من يكون (هيول)؟
    Yani, yalnızca hayvanlarını beslemeyen bir çiftlik değil, yalnızca başarısını avcılarının sağlıklarıyla ölçen bir çiftlik değil, aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla bir su arıtma tesisi ve yalnızca balıklar için değil, aynı zamanda sizin ve benim için. TED إذا ليس فقط انها لا تطعم أسماكها وليس فقط أنها تقيس نجاحها .. بواسطة نجاح مفترسي أسماكها أنما أيضاً مزرعة تعمل " حرفيا " كمصنع تنقية مياه ليس فقط للأسماك .. إنما لي ولك على حدً سواء
    Hepsi başlarken hokey sopaları gibiydiler, daha sonra hepsi eğilmeye başladılar, ve hepsi ölürler sizin ve benim gibi. TED كلهم بدأوا البحث كعصا الهوكي كلهم انحنوا للأسفل وكلهم ماتوا مثلي ومثلك
    Transeksüel bireyler de insandır, aynı sizin ve benim gibi. TED الشخص المتحول جنسيًا هو إنسان، فقط مثلك ومثلي.
    Benim hikayem, organlardan hücrelere yaptığım seyahatle ilgiliydi -- tartışmaların arasında bir seyahat, umudun ilham kaynağı olduğu -- biz yaşlandıkça, sizin ve benim bir gün, gelişmiş bir yaşam kalitesiyle, uzun bir ömrü kutlayabilme umudu. TED حديثي لكم اليوم كان عن رحلتي من زراعة ونقل الأعضاء إلى نقل الخلايا رحلة ، هي محل جدل مـُلهمة بالأمل -- أننا عندما تتقدم بنا السنوات في العمر سنكون أنا وأنتم قادرين على أن نحتفل بطول أعمارنا ونحن نملك أعلى مقومات الحياة
    Konu; sizin ve benim Huell'un mutlu kalmasını sağlamak adına elimizden gelen her şeyi yapmamız. Open Subtitles الأمر يخصّني ويخصّك حيال بذل قصارى جهدنا لإسعاد (هيول). (هيول)؟
    Çoğu genç, bir kısmı olgun, daha az bir kısmı zengin, ancak çoğu sizin ve benim gibi sıradan insanlar olurdu. TED أغلبيتهم شباب، وبعضهم من كبار السن ونسبة قليلة تكون غنية، لكن معظمهم سيكونون أناسًا عاديين مثلي ومثلك.
    Eğer başarılı olurlarsa sizin ve benim gibiler, Binbaşı West Dünya'da ölüme terk edilecek. Open Subtitles لو نجحوا سيخلف شياطين الغرب مثلى ومثلك على الأرض ليموتوا
    Onlar da tecrübeli ve eğitimli sağlık çalışanlarını hak ediyor, tıpkı sizin ve benim gibi. TED يستحقون مقدمي الرعاية الصحية المدربة والمختصة، فقط مثلك ومثلي.
    Bu seviyedeki bir şiddetin yenilemez olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında sizin ve benim gibi insanlar için yenmesi gayet kolay. TED ربما تظن أن ذلك مستحيل، وأن ذلك العنف عند هذا المستوى لن يكون متحملًا، ولكن واقعيًا فإنه يمكن لأشخاص مثلك ومثلي تحمله.
    Ve sizin ve benim bulunduğumuz yeri -- yaşadığımız yeri, diğer bir katmandan ilk gördüğümüz zaman. Dünya değişiyor. TED وكانت أول مرة نتمكن فيها من الرؤية من سطح آخر -- هذا المكان الذي نتواجد فيه أنا وأنتم الآن ، حيث نعيش . كان العالم يتغير .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus