Az sonra, bu Don Juan'ı hapse sokan polis ihbarı. | Open Subtitles | لاحقاً ، مكالمة الطوارئ التى أدخلت دون جوان هذا السجن |
Çünkü bu adamı hayatımıza sokan sensin, tamam mı? Bunu halledebilirsin. | Open Subtitles | لا , لا , لأنك أدخلت هذا الرجل لحياتنا , حسناً ؟ |
Burnunu her şeye sokan bu iğrenç herif kim diyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم أنك تفكرين فيمن هو ذلك المتطفل الذى يدس أنفه فى كل شئ |
Cüzdanını aldım, belki bu her şeye burnunu sokan hakkında daha çok şey öğreniriz. | Open Subtitles | لقد اخذت محفظته لذا يمكننا ان نكتشف اكثر حول ذلك المتطفل |
Onlara göre, ben işlerine burnunu sokan biriyim. | Open Subtitles | بالنسبة لهم .. أنا المتطفله |
Dinle, küçük, aşağılık ve her şeye burnunu sokan şey, sen ve Rufus ve sen son kuruşlarınızı tablolarımın yerlerini değiştirmeye harcamış olabilirsiniz, ama kendinizi aptal gösterebilecek kişi yine sizsiniz. | Open Subtitles | ..أسمعى أيتها الحقيره المتطفله قد تكونى انتى و (روفوس) انفقتما أخر ما لديكما لتستبدلوا معروضاتى |
Bizi bu duruma sokan ben değilim Virginia, sensin. | Open Subtitles | أنا لست الشخص الذي أقحمنا في هذا الوضع يا فرجينيا. |
Seni içeri sokan sınır görevlisi eski bir arkadaşı. | Open Subtitles | ضابط الحدود الذي أدخلك صديق قديم له |
Seni buraya sokan ben değilim, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لم أضعك هنا أدخلت نفسك هنا |
Her şeye burnunu sokan prensi ve Jedi dostlarını bulmaya. | Open Subtitles | لان اجد هذا الامير المتطفل واصدقائه الجاداي |
her işe burnunu sokan, Victor - Ona böyle hitap ediyorlar. | Open Subtitles | انه "فيكتور" المتطفل لهذا طلبوه للبحث عنكم |
Evet bizi bu pisliğin içine sokan oydu. | Open Subtitles | -حقاً! حسناً, لسنا بحاجةٍ لمساعدته . بالفعل, إنه الشخص الذي أقحمنا في خِضَمِّ هذه الفوضى منذ البداية. |
Charlie seni labirente sokan fareydi. Bense peyniri bulacak sıçanım. | Open Subtitles | (تشارلي) الفأر الذى أدخلك المتاهة أنا الجرذ الذي يعرف كيف يجد الجبن |
Seni komaya sokan çatlak. | Open Subtitles | المجنون الذي أدخلك في غيبوبة |