| Buradan çıkar çıkmaz, tüm sıkıntılarımız sona erecek. Sana söz veriyorum. | Open Subtitles | بمجرد أن أخرج من هنا ، سينتهي كل هذا أقسم لكِ |
| Eğer ay ışığını göremezse... her şey gerçekte sona erecek. | Open Subtitles | وإن لم تحصل على ضوء القمر سينتهي كل شيء بالفعل |
| Bu konuda üzgünüm. Ama bildiğiniz dünya yakında sona erecek. | Open Subtitles | آسف لهذا الخبر لكن العالم كما نعرفه سينتهي عما قريب |
| Şimdi, görünen o ki oyun soracağım ilk soruyla sona erecek. | Open Subtitles | والآن، في كل الاحتماليات، اللعبة ستنتهي بالسؤال الأول في هذه الجولة. |
| "Cesur Kral Frederick biraz daha sabrederseniz, sıkıntılarınız sona erecek. | Open Subtitles | "الملك فريدريك الشجاع .. إصبر لبعض الوقت و ستنتهي معاناتك. |
| Tüm o vekil öğretmenlere ne yaptığınızı bilmiyorum ama şimdi sona erecek. | Open Subtitles | يا أطفال لا أدري ما فعلتم للمعلمين ، لكن هذا سيتوقف الآن |
| Kraliyet askerleri her yerde beni aradığı için kaçış burada sona erecek. | Open Subtitles | الملك كلف جنوداً بالبحث عني في كل مكان، لذا هذا سينتهي هنا |
| Unutmayın, bu virüs, tüm bu krizler sadece bir vaka ile başladı ve bir vakayla sona erecek. | TED | اذكروا، الفيروس، هذه الأزمة، بدأت بحالة واحدة، و سينتهي بحالة واحدة. |
| Sen kapıyı gözetleyeceksin. Her şey iki dakika içinde sona erecek. | Open Subtitles | تقفين أنت وتراقبين الباب سينتهي كل شيء في دقيقتين |
| Şu arabanın önünde çek beni, yoksa bu yarış sona erecek! | Open Subtitles | ـ سيكون ذلك بعد 45 ثانية حاول ان تنهي العمل وتجعلني اخرج امام السيارات و الا سينتهي السباق بالنسبة لنا |
| Ben seni gecenin üçünde Sutton acil servisine taşırken... sona erecek. | Open Subtitles | سينتهي بي أحملك إلى حجرة الطوارئ في 3: 00 صباحا |
| Warden, beş dakika sonra acılarım sona erecek. | Open Subtitles | أيها المأمور، سينتهي ألمي بعد خمس دقائق. |
| Şansımız yaver giderse, çok yakında her şey sona erecek ve ailelerimize kavuşabileceğiz. | Open Subtitles | ، بالتوفيق ستنتهي الحرب قريبا . و يمكننا العودة لعائلاتنا |
| Strozzi'yle bu savaş çok yakında sona erecek. | Open Subtitles | هذه الحرب الصغيرة مع ستروزي ستنتهي عمّا قريب. |
| Ama eminim, kim olduğumu söylersen, maceramız hemen sona erecek | Open Subtitles | لكنني متأكد بأن مغامرتنا ستنتهي إن ذكرت من أكون |
| Bir seçim yapacaksınız. 20 saniye içinde bu adamın hayatı sona erecek. | Open Subtitles | الآن ستختار، في عشرين ثانية،حياة هذا الرجل ستنتهي |
| Sonrada varoluş denilen bu başarısız tecrübe sona erecek. | Open Subtitles | ثم هذه التجربة الفاشلة المسماه بالوجود سيتوقف علي ان يكون |
| Birazdan sona erecek. Lütfen yardımcı olun. | Open Subtitles | سينتهى الأمر سريعاً لذا أرجو أن تتعاونوا. |
| Tüm bu zulüm sona erecek ve geriye kim kalacak sence? | Open Subtitles | ،كل الحديث عن الاضطهاد سوف ينتهي ومن سيظل واقفا وحيدا ؟ |
| Eğer bunu yaparsak, geri dönüşü olmayacak, eski hayatınız sona erecek. | Open Subtitles | إذا فعلنا ذلك، فلا مجال للتراجع، فأن حياتك القديمة سوف تنتهي. |
| İçeri sağ salim bir girebilsek yolculuğumuz sona erecek. | Open Subtitles | لو أستطعنا الدخول بأمان ستنتهى رحلتنا قريباً |
| Hikayeyi bizim açımızdan anlattığımızda, nefret dolu aramalar sona erecek. | Open Subtitles | حين نشرح جانبنا من القصة ستتوقف الاتصالات المعبرة عن الكراهية |
| - Ortam dinlemesini sen istedin. - Teklif onaylanana kadar her şey sona erecek. | Open Subtitles | ـ أنت بحاجة للتنصت على المُكالمات ـ أثناء صياغة الطلب ، سيكون كل شيء قد انتهى |
| Kentler'e zarar verecek planların olduğunu öğrenirsem bu dostane baba oğul ilişkisi aniden sona erecek. | Open Subtitles | إذا وجدت أن لديك أهداف خفية لإيذاء آل كينت ستكون نهاية علاقة الإبن والأب المنفتحة سيئة |
| Bütün bunlar, onlar gittiği için oluyor. Bence onları geri getirebilirsem bu sona erecek. | Open Subtitles | يحدث هذا لأنّهم غادروا، وأعتقد أنّه سيتوقّف إن استطعتُ إرجاعهم |
| Evet ama sonra her zaman umut olduğunu öğrendim. Günün birinde bu savaş sona erecek. | Open Subtitles | أجل ، لكن تعلمت أن الأمل قائم، وستنتهي هذه الحرب يوماً |
| Yaklaşık 6 saat içinde sinyal yok olacak ve geri sayım sona erecek. | Open Subtitles | في خلال ست ساعات ستختفي الاشارة وسينتهى العد التنازلى |
| Huzura erecek. Her şey sona erecek ve biz de zengin olacağız. | Open Subtitles | سينعم بسلامه، وسينتهي كل هذا وسنغدو أثرياء |
| Bu iş, beklersek ancak bir şekilde sona erecek. | Open Subtitles | هُناك طريقه واحدة لإنهاء هذا, إن أنتظرنا |