Yani buluttaki küçük değişiklikler bile çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | TED | لذا أي تأثير صغير للغطاء السحابي سيؤدي إلى عواقب وخيمة. |
Onun hakkında yapılacak bir açıklama Başbakan için ağır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | دعم علنى له قد يكون له عواقب سياسية خطيرة لرئيس الوزراء |
Onun hakkında yapılacak bir açıklama Başbakan için ağır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | دعم علنى له قد يكون له عواقب سياسية خطيرة لرئيس الوزراء |
Bu, çok çok gerçek ve çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | إنه أمر جداً، جداً حقيقي و له عواقب حقيقية جداً |
Kararlarımızdan bazıları çok ciddi sonuçlar doğurabilir ve hayatımızın gidişatını tamamen değiştirebilir. | TED | ولبعض قراراتنا تبعات وخيمة وتُغير مسار حياتنا للأبد. |
Bu, çok çok gerçek ve çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | إنه أمر جداً، جداً حقيقي و له عواقب حقيقية جداً |
Diyorum ki belki günün birinde yaptıkların istemediğin sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | أقصد أنه ربما ذات يوم تكون لأفعالك عواقب غير متوقعة. |
Küresel toplum temellerine zarar verecek araçlar yerine onu inşa etmek için harcama yapmak önemli sonuçlar doğurabilir. | TED | إنفاقنا أكثر بكثير على بناء أساسيات المجتمع العالمي بدلاً من إنفاقنا على الأدوات لتدميرها يمكن أن يكون له عواقب وخيمة. |
Yine de, iyi niyet istenmeyen sonuçlar doğurabilir ve bu hikâyelerin göründükleri kadar büyülü olmadıklarını söylemek istiyorum. | TED | مع ذلك، يمكنُ أن يكون للنوايا الحسنة عواقب غير مقصودة، ولذلك، أرغبُ في أن أشير إلى تلك القصص التي ليست سحرية كما تبدو، |
Ancak konu gıda olunca sabırsızlık ciddi sonuçlar doğurabilir. | TED | عدا أنه عندما يتعلق الأمر بالطعام، فإن نفاد الصبر يمكن أن يكون له عواقب وخيمة. |
En ufak ayrıntı bile, kötü sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | التفاصيل الدقيقة يمكن ان تتسبب في عواقب كارثية |
Onun Büyülü Orman'daki varlığı umulmadık sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | وجودهـا في الغـابة المسحورة قد يكون لـه عواقب غير متوقعة |
Makine'nin kodundaki en ufak sorun hatırı sayılır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | حتى خطأ واحد في شيفرة الآلـة يُـمكنّ ان يخلفّ عواقب لانتصورها. |
Çoğu zaman, bu durumlar onlara yasal sonuçlar doğurabilir | Open Subtitles | في العديد من المرات , تلك الحالات قد تسبب عواقب قانونية |
Bu çok ciddi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | ويمكن أن تترتب على ذلك عواقب خطيرة جدا. |
Cevabınız menfi sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | عواقب ردّك ستكون وخيمة |
Kötü sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} وعليه فستكون هناك عواقب وخيمة |
Eğer tipik bir yıldız-kütle kara delik, Neptün bölgesinden geçecek olursa Dünya yörüngesi için korkunç sonuçlar doğurabilir. | TED | لو اقترب مسار ثقب أسود نجمي من مسار كوكب نبتون، فسيتغير مسار الأرض بشكل كبير، وستكون عواقبه وخيمة. |