ve birlikte geçirdikleri saatlerden sonra ikisine de şunu sormuşlar: Tecrübeniz ne kadar olumluydu? | TED | وبعد قضاء هذا الوقت معاً، سألوا كِلَيهما: ما مدي إيجابية تجربتهما؟ |
Davalıya, eşyalarını arayıp arayamayacaklarını sormuşlar. | Open Subtitles | لقد سألوا المدعى عليه هل يمكنهم تفتيش ممتلكاته |
Müdür yardımcısına sormuşlar, ama o burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | هم سألوا مساعد المدير لكنه هو لايعرف ان هذه هنا |
Onlar da aynı soruyu sormuşlar ve adam da arka kapıdan kaçmaya çalışmış. | Open Subtitles | لقد سألوه ذات السؤال، وقد حاول الخروج بسرعة من الباب الخلفي |
Hatta eşcinsel olup olmadığını bile sormuşlar. | Open Subtitles | لقد سألوه حتى عن إذا كان شاذا |
Bir kaç eleman yanına gelmiş, beni sormuşlar. | Open Subtitles | فقط هناك بعض الرجال مروا على المنزل وسألوا عني |
Max, kabindeki şu ikisi Han'a o biçim olup olmadığını sormuşlar. | Open Subtitles | (ماكس)، الرجال في المقصورة الثانية سألوا (هان) إذا ما كان متحفظاً. |
Johnny'ye bekar olup olmadığımı sormuşlar. | Open Subtitles | سألوا جوني ما إذا كنتُ أمٌ عازبة. |
10,000 erkeğe ideal eşlerini sormuşlar 9,800 kişi Lara demiş. | Open Subtitles | لقد سألوا 10,000 رجل إن يسمون شريكهم المناسب و 9,800 أختاروا (لارا) والأحصائية شملت |
'Kanıtın nedir? ' diye sormuşlar. | Open Subtitles | سألوه: "ما دليلك؟" |
Bir restoranda öldürülen sekiz Ermeniyle ilgili soru sormuşlar. | Open Subtitles | وسألوا عن 8 من الأرمن مقتولين بنادي عشاء |