Bu onların sorunları çözme becerilerini ve onların müşterilerle olan ilişkisinin önemini arttırdı. | TED | يزيد من مدى أهمية مهاراتهم في حل المشاكل وتوطد علاقاتهم مع العملاء. |
REM uykusunun beynin sorunları çözme yöntemi olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت أن حركات العين السريعة هي طريقة المخ في حل المشاكل |
Senin mükemmel sorumluluk anlayışına ve muhteşem sorunları çözme yeteneklerine dayanarak mı? | Open Subtitles | ...حِسك العالى تجاه المسئوليات أم مهارتك فى حل المشاكل ؟ |
Güney Kaliforniya Üniversitesindeki araştırmacılar şunu buldular -- sohbet ederken veya ödev yaparken sosyal medyada gezen gençler üzerinde çalışıyorlar ve bu yolda geçen iki yıl sonunda, kişisel gelecekleri ve etraflarındaki, şiddet gibi sosyal sorunları çözme konusunda hayal güçleri ve yaratıcılıkları zayıflamış durumda. | TED | باحثون في جامعة كاليفورنيا الجنوبية وجدوا وهم يدرسون المراهقين المستخدمين لوسائل التواصل الاجتماعي خلال أحاديثهم مع أصدقائهم أو أداء واجباتهم المنزلية لمدة سنتين، أنهم أقل ابداعًا وخيالًا حول مستقبلهم الشخصي وحول قدرتهم على حل المشاكل الإجتماعية، مثل العنف في مناطقهم. |
Proctor, bana Banshee'deki sorunları çözme konusunda yeteneklerin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | (براكتر)، لقد أخبرتني بأن لديكَ موهبة في حل المشاكل ههنا، في "بانشي" |
Şimdi JPL, NASA ve Boeing'in araştırma ve geliştirme sorunları çözme elemanlarını işe almadan önce baktığı bir şey var. Harvard'dan veya Cal Tech'ten en yüksek onur derecesiyle mezun olmuş kişilerin bile araba tamir etmemişlerse, daha önceden ellerini kullanarak bir şeyler yapmamışlarsa veya ellerini kullanarak oyun oynamamışlarsa sorun çözmede de başarılı olamayacaklarını düşünüyorlar. | TED | الآن جي بي أل، ناسا وبوينغ، قبل أن يوظفوا باحث وشخص لحل مشكلة التطوير-- حتى وإن كان متخرج بإمتياز مع مرتبة الشرف من هارفارد أو كالتيك-- إذا كانوا لم يصلحوا سيارات, لم يعملوا أشياء بأيديهم في بداية حياتهم, لم يلعبوا بأيديهم, لن يستطيعوا أيضا حل المشاكل. |