"sorunumun" - Traduction Turc en Arabe

• مشكلتي
• خطبي

Benim sorunumun ne olduğu, eğer -çeneni kapamazsan- yapacağım şey.
مشكلتي هي ما يمكن أن أفعله لو أنك لم تخرس!

Bazen tek sorunumun kısırlık olmadığını düşünüyorum, ama utanıyorum.
أحيناً أحسّ أن مشكلتي ليست العقم, ولكن العار.

Eğer sorunumun ne olduğunu yakında bulamazlarsa, kafayı yiyeceğim.
إن لم أكتشف ما مشكلتي قريباً فسأفقد عقلي

sorunumun ne olduğunu bilmiyorum.
أنا لا أعلم ما خطبي أنا لست متعب

Hiçbiri sorunumun ne olduğunu çözemedi.
لم يتمكن أي منهم أبداً إكتشاف ما خطبي

Ayağını denk al evsiz adam. sorunumun ne olduğunu bilmiyorum ama nedense gergin olduğumda hep gülerim.
انتبه لنفسك أيها المشرد لا أعلم ماهي مشكلتي

Dr. Callahan'a sorunumun kızları avizeye fırlatmayı içerip içermediğini sor.
إذا كانت مشكلتي تتضمن رمي البنات الى الثريات

Tamam, ben de sorunumun sana yaptığım işleri gereksiz yere göstermek olduğunu sanıyordum.
ظننت أن مشكلتي هي عرض عملي لك بدون الضرورة

Yeniden dermatoloğa gittim ve yine bana sorunumun ne olduğunu söylemeye çalıştı.
رجعت لأخصائية الأمراض الجلدية وجددت محاولتها باخباري بما هي مشكلتي.

sorunumun ne olduğunu söyleyecek misin söylemeyecek misin?
هل ستخبرني ما هي مشكلتي أم لا؟

sorunumun ne olduğunu mu öğrenmek istiyorsun?
هل تريد أن تعرف ما مشكلتي, يارجل؟

- Tamam, pekâlâ çıktığım kıza, sorunumun sinirli insanlardan hoşlanmak olduğunu söyledim.
- .. حسناً - أخبرت الفتاة التي خرجت معها أن مشكلتي هي الإنجذاب لـ أناس غاضبون

Benim mesaj sorunumun gizli çözümü neymiş?
ماهو سرك في حل مشكلتي في المراسله؟

Öz annem ve babam beni bıraktığı için ne kadar üzülsem de en büyük sorunumun bu olduğu bir ortamda büyüdüğüm için çok mutluyum.
أقرّ أنّه برغم الإحباط الذي شعرته طيلة حياتي لكون أبويّ تخلّيا عنّي إلّا أنّي ممتنة جدًّا لترعرعي في بيئة تخلو من مشكلتي الأعظم في الحياة.

Dinle, sorunumun çözümü bu gemide değil.
أسمعوا , حل مشكلتي ليست على هذه السفينة

Sana sorunumun ne olduğunu anlatayım.
دعْني أُخبرُك ما مشكلتي.

sorunumun ne olduğunu biliyor musun?
أتعرف ما هي مشكلتي ؟

sorunumun ne olduğunu bilemiyorum.
لا اعرف ما خطبي

En kötü şey, benim sorunumun ne olduğunu bilmemen.
الأمر الأسوء هو أنك لا تعلم ما خطبي .

sorunumun ne olduğunu bildiğini söyledin.
قلت أنّك تعرف ما خطبي