Ki bu demek ki, evet, biraz utancım var; hayır, sosyopat değilim. | TED | وهذا يعني، نعم ، لدي القليل من العار؛ لا، أنا معتل اجتماعيا. |
Çiftin bir üyesinin sosyopat, diğerinin de psikopat olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | معتل اجتماعيا بينما الاخر مختل العقل وما الفرق بينهما ؟ |
Gordun mu, Ben iyi insanim ve o yalanci bir sosyopat. | Open Subtitles | لذاً أنظري ، أنا شخص طيب وهي كاذبة مختلة |
Çocuğa bakınca sosyopat bir kişilik ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | سجن الأولاد يفترض أن شخصيته معادية للمجتمع |
sosyopat, takım kaptanına karşı. Bunu izlemek için çok para verirdim. | Open Subtitles | سوسيو ضد كابتن كرة القدم كنت لأدفع الكثير لأراها |
Toplumun %4'lük bir kısmı ya sosyopat ya da psikopat. | Open Subtitles | أربعة بالمئة من السكان إما مختل إجتماعي أو يميل لنزعة الحقد الإجتماعي |
Bir sosyopat gibi düşünüyor muyum diye anlamak için beni test ediyorsun. | Open Subtitles | إنّك تختبرني لترى ما إذا كنتُ أنا معتلة إجتماعية. |
Frank bir sosyopat, hayatından endişe ettin, bu yüzden de konuşmadın, sırf bu yüzden şehirden ayrıldı, yani son birkaç aydır bunu biliyorsun. | Open Subtitles | هو فرانك معتل اجتماعيا، كنت كانت خائفة لحياتك، لذلك كنت لا أقول أي شيء، ولكن هذا هو السبب في أنه ترك المدينة، ل |
O bunları yapmayı kendi seçen narsist bir sosyopat. | Open Subtitles | اظن انه انسان نرجسي معتل اجتماعيا يختار فعل ما فعله |
Şimdi, bana tarif edilene göre, Yarbay Sheppard'ın herkesin rüyasındaki görüntüsü bir sosyopat gibi davranıyor. | Open Subtitles | الآن بناء على الوصف الذي قيل لي هناك تجسيد للعقيد شيبرد في أحلام كل شخص يتصرف كشخص معتل اجتماعيا |
Yani, pala ve elektrikli çubuklarla kafayı bozan bir sosyopat gönderiyorlar. | Open Subtitles | و بهذا يرسلوا مختل أجتماعي له ميول لإستخدام المناجل و المسدسات الكهربائية هذا كله من أجل تخفيض |
Evet, sosyopat bir ortağı olan, şizofren bir arkadaş. | Open Subtitles | صديقة تعاني انفصام في الشخصية ومعها شريك مختل عقلياً |
Hayatı, tekrar, hapishaneden cinayetler işleten deli bir sosyopat seri katil tarafından tehdit ediliyor ve siz de burada kim daha taşşak... | Open Subtitles | حياتها في خطر مره اخرى من قاتل متسلسل مختل من يطلق النار من داخل السجن |
Annemin soğuk, kalpsiz bir sosyopat olduğuna inanmıyor musun? | Open Subtitles | انت لا تصدق انا والدتى باردة المشاعر مختلة عديمة الرحمة |
Koruduğunuz oğlunuz bir sosyopat. | Open Subtitles | الابن الذي كنتما تحاولان حمايته هو معادٍ للمجتمع معدوم المشاعر |
sosyopat olayına son ver artık ya. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لتتوقفي عن استخدام كلمة "سوسيو" تلك |
Etrafı ondan korkan insanlarla çevirili bir sosyopat. | Open Subtitles | إنه مُعتل إجتماعي مُحاط بأشخاص يخافون منه |
sosyopat değilim, öyleymiş gibi düşünecek kadar zekiyim sadece. | Open Subtitles | أنا لستُ معتلة إجتماعية، فقط ذكية لأفكر مثلهم. |
Psikiyatristler bana paranoyak hayaller gören bir sosyopat teşhisi koyduğundan beri, 16 yıldır bu binada yaşıyorum. | Open Subtitles | أعيش في هذا المبنى منذ 16 عاماً منذ ذلك الحين الأطباء النفسيون خاصتي يشخصوني على انني غير اجتماعية و مصابة بذعر الاوهام |
Sen zavallı bir şekilde kendini büyük gören cinsel açıdan sapık sosyopat bir canavarsın. | Open Subtitles | أنت شرّير مُعتلّ إجتماعيّاً ومُنحرف جنسياً مع أوهام عظمة مُثيرة للشفقة. |
O sosyopat oğlunuz bir çocuğun boğazına yumruk attı. | Open Subtitles | ابنك المختل اجتماعياً لكم فتى على حنجرته. |
Onun işine müdahale ederek eserlerini satan biri için bir sosyopat nasıl ünlenmesini isteyebilir? | Open Subtitles | إذن كيف يمكن لمختل يسعى للحصول على الاعتراف بإنجازاته ان يتحمل شخصا يتداخل مع عمله؟ |
Bana tedavi edilemez sosyopat diyordu. | Open Subtitles | لقد أسمتني المعتل اجتماعياً الغير قابل للشفاء |
Arka koltuktaki şeytani sosyopat öyle diyor. | Open Subtitles | يوجد أحد السيئين يجلس في الكرسي الخلفي ! |
Korkarım ki çok açık, kendisinin bir sosyopat olduğu. | Open Subtitles | أنا أخشى انّها تبيّن بوضوح أنّه مُعتلّ إجتماعيّا |
Ama böyle bir durumda normal davranabilmek için... gerçekten sosyopat olmak gerekir... çünkü bu, insanın başına gelebilecek en anormal durumdur. | Open Subtitles | لكن الحقيقةُ هي، يجبُ أن تكون معتلاً إجتماعياً.. على التصرف بشكلٍ طبيعي في هذا الموقف.. لأنهُ أكثر المواقف إستثنائية في العالم، |