Ancak 1972'de Sovyetler Birliği'yle büyük çapta bir tahıl satışı için görüşülürken Başkan Richard Nixon bu kısıtlamaları kaldırdı. | TED | ولكن في عام 1972، أزال الرئيس ريتشارد نيكسون هذه القيود أثناء التفاوض في مبيعات ضخمة للحبوب إلى الاتحاد السوفيتي. |
Bunlar: İngiltere, Sovyetler Birliği ve Birleşik Devletler, Almanya'nın muhalifi müttefik devletlerdi. | Open Subtitles | انجلترا , الاتحاد السوفيتي و الولايات المتحده كل القوي المتحالفه ضد ألمانيا |
1986 yılında eski Sovyetler Birliği, İkon adında bir iletişim uydusu fırlattı. | Open Subtitles | في عام 1986 الاتحاد السوفييتي السابق أطلاق القمر الصناعي الخاص بالاتصالات أيكون |
On yıl önce şansım yaver giymişti ve Sovyetler Birliği'nden kaçabilmiştim. | Open Subtitles | منذ عشر سنوات، كنت محظوظًا بما يكفي للخروج من الاتحاد السوفييتي. |
Lech Walesa'nın bir milyon Sovyet askerini Polonya'dan çıkararak, bildiğimiz üzere Sovyetler Birliği için sonun başlangıcı oldu. | TED | و ساعدت ليك فاوينسا لطرد واحد مليون جندي سوفييتي من بولندا و نهاية الإتحاد السوفييتي كما كنا قد عهدناه. |
Eskiden Sovyetler Birliği'nde yaşadığım için beni tutukladılar. | Open Subtitles | لقد أعتقلونى لأنني عشت في الاتحاد السوفياتي |
Fakat 70'lerde Sovyetler Birliği'nden kaçmak için ailem yahudiymiş gibi davrandı. | Open Subtitles | ولكن فى السبعينات أدعت عائلتى إنها "يهودية لتهرب من "الأتحاد السوفيتى |
Sovyetler Birliği'nde kaçakçılık işleriyle uğraşmıştı ve 1979'da geri geldi. | Open Subtitles | قضى فترة سجن في الاتحاد السوفيتي لتجارته في السوق السوداء |
Batı, çok güçlü Sovyetler Birliği'ni ateş bile etmeden yendi. | TED | هزم الغرب الاتحاد السوفيتي الجبار دون اطلاق رصاصة واحدة |
Soğuk Savaş sırasında, Sovyetler Birliği, satranç yeteneğini geliştirmek için büyük kaynaklar ayırdı. ve bu, yüzyılın geri kalanında şampiyonluklara hükmetmelerini sağladı | TED | خلال الحرب الباردة، كرس الاتحاد السوفيتي موارد كبيرة لتنمية مواهب الشطرنج، للسيطرة على البطولات لبقية القرن. |
Sovyetler Birliği'nde tarım öğrenen uzmanlar için Rusça dil eğitmeni. | Open Subtitles | مدربة لغة روسية للمتخصصين الذين يدرسون الزراعة في الاتحاد السوفييتي |
Sovyetler Birliği son 55 yılın en düşük buğday rekoltesini aldı. | Open Subtitles | الاتحاد السوفييتي عانى 55 عام من قلة القمح |
Sovyetler Birliği dağıldığında da, rahatlayacağımızı düşündük. | Open Subtitles | و نحن ظننا أننا سنرتاح عندما انهار الاتحاد السوفييتي |
Bulgakov’un hikâyesi yazıldığı yerde geçiyor yani Stalin döneminin zirvesindeki Sovyetler Birliği'nde. | TED | حيث تدور أحداثها في نفس مكان كتابتها وهو الإتحاد السوفييتي في ذروة حكم ستالين |
Sovyetler Birliği bunu kabul edemezdi, bunun Amerikalılar adına saldırgan bir eylem olduğuna inanıyorlardı. | Open Subtitles | لم يستطع الإتحاد السوفييتي ،تقبل ذلك معتبرين ذلك عمل عدواني من جانب الأميركيين |
Silahlanma yarışı, Sovyetler Birliği'nin ağır takviye bombalarıyla başladı. | Open Subtitles | سباق التسلح بدأ من الإنشاء الضخم للقاذفات الذي بدأه الإتحاد السوفييتي |
Sovyetler Birliği'ne iltica etmeden sadece birkaç ay önce! | Open Subtitles | قبل بضعة أشهر فقط من أنتقاد الاتحاد السوفياتي |
Stalin'in Sovyetler Birliği'nin, işçiler cenneti değil polis devleti olduğu meydana çıktı. | Open Subtitles | حيث اتضح أن الاتحاد السوفياتي بقيادة ستالين كان دولة بوليسية وليس جنة للعمال |
Sovyetler Birliği, Japonya için bir tehdit unsuruydu. | Open Subtitles | الأتحاد السوفيتى" دائماً ما كان" مصدر تهديد للأمن القومى اليابانى |
Sonra konuşacağız. Sovyetler Birliği'nin profesyonel boks sporuna gireceği kesin mi? | Open Subtitles | هل هو مؤكد أن الاتحاد السوفيتى سوف يدخل عالم ملاكمة المحترفين؟ |
Ayaklanma katliamla bastırılıp, Varşova yerle bir edildiğinde Polonyalılar, Sovyetler Birliği'ni sorumlu tuttu. | Open Subtitles | وعندما إنهارت الثورة وأرتكبت ،المذابح ودمرت وارسو ألقت بولندا باللوم على الإتحاد السوفياتي |
Aslında daha fazla telefona sahip olan ülke 1989 verilerine göre Sovyetler Birliği'ydi. | TED | في واقع الأمر أن دولة الإتصالات هي الإتحاد السوفيتي, وتعود البيانات لعام 1989م. |
Aynı zamanda Sovyetler Birliği'nin Batı Avrupa içlerine doğru genişlemesini de engellemek istiyorduk. | Open Subtitles | أردنا أيضًا منع أيّ توسع للإتحاد السوفيتي داخل أوروبا الغربية |
Sovyetler Birliği Operasyon ve Planlama Müdürü. | Open Subtitles | مدير العمليات والتخطيط للإتحاد السوفييتي |
İngiliz Hükümeti, Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişkileri kesince de görevimiz başarıya ulaşacak. | Open Subtitles | و عندما تقطع الحكومة البريطانية علاقاتها الدبلوماسية بالاتحاد السوفييتي ستكون مهمتنا قد أُنجزت |
Eski Sovyetler Birliği'nden aletin ilk üreticileri tarafından kullanılan terim. | Open Subtitles | وهى عدد من الأسلحة صنعها الإتحاد السوفيتى السابق |
Sovyetler Birliği ordusunun bir üyesi olarak şerefim ve namusumla ülkemi korumak için daima hazır olacağım daima hazır olacağım... | Open Subtitles | كعضو في القوّات المُسَلَّحة في الإتحاد السّوفيتي... أنا دائماً سَأكُونُ مستعدَّ... للدِفَاع عن بلادِي... |
Kadınlar, bize katılın! Bu arada Sovyetler Birliği askeri gücünü artırdığını gösterdi. | Open Subtitles | رغم استعراض السوفييت لترسانتهم الحربية في موكب يوم الشهداء |
Çin ve Sovyetler Birliği eve dönmüş olacak. | Open Subtitles | ورؤساء الصين والاتحاد السوفيتي سوف يعودون لبلادهم |