Kazadan sonra yalnızca yeniden yürümeyi değil, seçtiği spor dalı olan dağcılığa da geri dönmeyi hayal etti. | TED | بعد حادثته، لم يحلم باستعادة قدرته على المشي فقط، لكنه أيضًا حلم بالعودة إلى رياضة تسلق الجبال المفضلة لديه. |
Bilek güreşinin fiziksel gücüyle, Tetris'in zihinsel çevikliğinin buluştuğu bir spor dalı. | Open Subtitles | إنها تجمع بين القوة الفيزيائية لمكاسرة اليدين مع الرشاقة الذهنية للعبة التراكيب في رياضة شيّقة |
Karımın yapamayacağı herhangi bir spor dalı var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي رياضة لايمكن لزوجتي أن تلعبها؟ |
Bak, onun neden bir spor dalı olmadığını anlayana kadar çok fazla oynamak gerekiyor. | Open Subtitles | انظر , تستطيع ان تفعله عدة مرات قبل ان تبدأ فهم لماذا انها ليست رياضه حقيقيه |
NASCAR, başka saçma bir spor dalı! | Open Subtitles | الناس كار هذه أيضا رياضه غبية. |
Gelmiş geçmiş en seksi spor dalı. Evet. | Open Subtitles | لقد حالفك الحظ هذه هي أكثر رياضة مثيرة موجودة |
Gerçek şu ki, yapamayacağı hiç bir spor dalı yok. | Open Subtitles | في الحقيقة، ليس هناك رياضة لا يلعبها |
Evet ama epey güzel bir spor dalı yaratmış gibi. | Open Subtitles | أجل لكن يبدو كأنه أنشأ رياضة جميلة حقا |
Sana demiştim ki , bu zor bir spor dalı. | Open Subtitles | وأنا أخبرتك أنها رياضة يصعب التخلي عنها |
Golf da bir spor dalı. | Open Subtitles | لقد تحدثنا بشأن هذا الغولف يعتبر رياضة |
Keşke Skee-Ball, okulda bir spor dalı olsaydı. | Open Subtitles | - لو كانت كرة البولينج رياضة مدرسية .. - الفتي يمكنه ان يحلم ! |
Yeni bir spor dalı icat ettim! | Open Subtitles | لقد إخترعت رياضة |
Bu olimpik bir spor dalı olsaydı bunun aptallığından yakınıp altını eve götürürdüm. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}إن كان هناك رياضة بالأولمبياد عن الشكوى كنت لأشكو عن حماقة هذه الرياضة وأحصل على الميدالية الذهبية |