Cenazeden sonra Stüdyoma dönme zamanıydı. | TED | وبالتالي بعد العزاء، فقد حان وقت عودتي إلى الأستوديو. |
Gelecek hafta Stüdyoma gelmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين المجيء إلى الأستوديو الخاص بي في الإسبوع المقبل؟ |
diye düşündüm. Mercimek yemeği pişti ve yenildi ve hemen arka bahçemdeki Stüdyoma gittim ve bunu yaptım. | TED | عندما أصبحت شربة العدس جاهزة وتم تناولها، انسحبت باتجاه الاستديو الخلفي، وقمت بتسجيل هذا. |
Bir gün kızlarım bunu benim Stüdyoma getirdi. Dışarısı oynamak için çok ıslaktı. | Open Subtitles | لقد كنتُ أسمح لبناتي بركل هذه خارج الاستديو الخاص بي, عندما كان الجو ممطراً جداً للعب في الخارج |
Belki arada bir Stüdyoma uğrasan kendin görebilirdin. | Open Subtitles | ربّما لو جئت إلى معملي لرأيت بنفسك ما هو |
Neden yarın öğleden sonra Stüdyoma gelmiyorsunuz? | Open Subtitles | ما رأيكم بالمرور على معملي غداً بعد الظهيرة؟ |
Ancak kendi Stüdyoma sahip olmayı istiyordum. | Open Subtitles | لكننى أردتُ الاستوديو الخاص بى. |
Keşke sizi Londra'daki Stüdyoma götürebilseydim. | Open Subtitles | كان ودي أن أأخذك إلى لندن إلى الأستوديو هناك |
Bu gece Stüdyoma gelip Bayan Slater'ın neyi sevip neyi sevmediğini söyler misin? | Open Subtitles | هلا اتيتِ الى الأستوديو الليلة؟ وتخبريني عن السيدة سلتر وماذا تكره وتحب ؟ ارجوك هذة فرصة رائعة لي |
Bak, Bunu Stüdyoma taşımak hakkında konuşmak isterim | Open Subtitles | أنظري , أريد التحدث عن أخذ هذا إلى الأستوديو خاصتي |
Gençlik günlerimde, bir gün kendi Stüdyoma ve kendi... plak şirketime sahip olacağıma o kadar inanırdım ki... | Open Subtitles | كأننا تحدثنا عن ألعاب جيدة عندما كنا شبابا مثل الاستديو الخاص بي |
Bunları alıp Stüdyoma dönelim. | Open Subtitles | فلنعد هذه إلى الاستديو |
Sonra New York'taki Stüdyoma geri döndüm ve bu 250 görüntüyü elimle bir araya getirip yapıştırdım ve de geriye çekilip baktığımda "Vay, bu çok havalı! | TED | و عدتُ بعدها إلى الاستوديو الخاص بي في نيويورك، و لصقت تلك الصور ال 250 مع بعض وقفت في الخلف وقلت، "جميل، هذا رائع جداَ! |
Benim Stüdyoma gel. | Open Subtitles | تعال إلى الاستوديو الخاص بي. |