stabil durumda.naklediyoruz doktoru değilsin.bu kararı veremezsin | Open Subtitles | إنها مستقرّة دورانياً، وسننقلها أنتَ لستَ طبيبها، وليس هذا قرارك |
Ayrıca doktorların hastaların durumlarının stabil olduğu onayını verir vermez serbest bırakılacaklarını belirttiler. | Open Subtitles | كما قالوا أنّهم سيخرجون حالما يُقرّرُ الأطبّاء أنّ حالتهم مستقرّة |
Bu hastaları aşağı indirmeden önce stabil hâle getirmemiz lazım. | Open Subtitles | علينا أنْ نجعل حالة هؤلاء المرضى تستقر قبل نقلهم للأسفل |
Doğru yanlışı ayırt edebilen stabil bir birey gibi mi? | Open Subtitles | مثل فرد مستقرّ فكريا الذي يَعْرفُ الإختلافَ بين الصواب والخطأِ؟ |
Bir dakika önce hipertansiyona girdi ama şimdi stabil. | Open Subtitles | , كانت هناك لحظة مرعبة منذ دقيقة لكنها استقرت |
Ayık ve cevap veriyor. Sağ humerusta stabil kırığı var. | Open Subtitles | إنّه واعٍ ويستجيب لديه كسر ثابت بالعضد الأيمن |
Galiba, travma kafasında şişliğe neden oldu bu yüzden hasar düzelene kadar onu stabil tutmalıyız. | Open Subtitles | و نحتاج لإبقائه مستقراً حتى يصلح الجسد الضرر |
Hâlâ baygın fakat nöbetleri kesildi ve durumu stabil. | Open Subtitles | لا تزال غائبة عن الوعي، لكنّ النوبات توقّفت، وجعلنا حالها مستقرّة |
Bunların hepsi stabil olmayan, hatta patlayıcı maddeler. | Open Subtitles | كلّها غير مستقرّة للغاية بل وحتّى قابلة للإنفجار |
ama durumu stabil. Tamamen iyileşmesi lazım. | Open Subtitles | لكن حالته مستقرّة ويجب أن يتماثل للشفاء التام |
Ameliyat iyi geçmiş. Durumu stabil ama yatak istirahatinde. | Open Subtitles | الجراحة كانت جيّدة , هو في حالة مستقرّة لكنّه يحتاج إلى الراحة |
20 hasta kaldı. 12'sinin durumu kritik diğerlerinin durumu stabil. | Open Subtitles | بقي 20 مريضًا، 12 بحالة حرجة، والبقيّة حالتهم مستقرّة. |
Hastanın durumu stabil olduktan sonra, ameliyata girişelim derim. | Open Subtitles | برأيي علينا جعل حالة المريض تستقر قبل إجرائها |
Alıcının ruhsal ve fiziksel olarak stabil durumda olduğundan emin olmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي أن نتأكد بأن المتلقّي مستقرّ عقليّاً وجسدياً |
Ben de annenin gönüllü olmasını sağladım. Ve onun sayesinde, kimliği belirsiz bebeğin yaşam belirtileri stabil. | Open Subtitles | و الفضل لها، استقرت الاعضاء الحيوية للطفل المجهول |
Uzay-zaman duvarını aşacak kadar hızlı olmana içinden geçip evime dönebileceğim stabil bir solucan deliği açmana. | Open Subtitles | سريع بما يكفي لتمزق حاجز الزمن والمكان وتصنع ثُقب دودي ثابت حيث أستطيع العودة للوطن |
Durumunu stabil tutmak için küvete ve ilaçlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | لقد عاد الطفح يحتاج الدواء والحمام معاً لإبقائه مستقراً |
Durumu stabil hale geldiğinde de yoğun bakım ünitesine alacağız. | Open Subtitles | وسوف تكون مستقره وبعد ذلك سوف ننقلها الي وحده العنايه المركزه |
Aaron, hem güvenli uçmak hem de stabil çekim yapmak için en iyisinin kameramanla ikili uçmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | ءارون قرر أن أفضل وسيلة للحفاظ على الامان والحصول على لقطات ثابتة هو أن يطير جنبا إلى جنب مع مصور. |
Doktorların neden kalbi stabil tutmaya yavaşça sabit düzenli atmasını sağlamaya çalışıp, kalbinizin korkunç bir şey olması yüzünden ya da bambaşka bir sebepten yerinden çıkıp fırlamasına engel olmaya çalıştıklarını anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | لاعجبَأن الأطبّاءيقضونَالكثيرَمنالوقتِ في الحفاظِ على استقرار القلب والحفاظِعليهِبطيئاً وثابتاً |
Ajan yapısını kaldıracak kadar stabil hâle getirin. | Open Subtitles | إجعل حالته مستقرة كفاية لعلاج البنية الهندسية |
Şu an durumu stabil ama kurşunlar iç organlara ciddi hasar vermiş. | Open Subtitles | إنها مُستقرة ولكن هذه الرصاصات قد تسببت ببعض الضرر |
Kendisini INR'si stabil olmadan taburcu ederseniz kan kaybından ölür. | Open Subtitles | ولو قمتِ بصرفه قبل أن يستقر تخثر الدم عنده، سينزف حتى الموت. |
Peki. İki litre kan nakli yapın ve stabil tutun. | Open Subtitles | حسنا , قومى بنقل وحدتين من الدم وأبقيه مستقرا |
C-4 çok stabil bir patlayıcıdır. | Open Subtitles | مُتفجّرات "سي 4" مُستقرّة للغاية. |
Doktor çağırın. Durumunu stabil hâle getiremiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تحضروا طبيباً لا أستطيع أن أبقي حالتها مستقرة بنفسي |