"sudan'daki" - Traduction Turc en Arabe

    • في السودان
        
    • من السودان
        
    Az kalsın Sudan'daki bir misyonerlik oluşumuna katılacaktım. Open Subtitles وقّعت على ورقه، تقريبا لكي أكون مبشّر مسيحي في السودان
    Yoksa Sudan'daki bir petrol kulesinde keskin nişancı koruması olmayı mı yeğlerdin? Open Subtitles او هل تفضل ان تحصل على حارس قناص في بعض اجهزة الزيت في السودان
    CIA'in Sudan'daki gizli görevinde Michael ile çalışıyorduk. Open Subtitles أنا ومايكل كنا نعمل متخفيين معاً في السودان في قوات مهام وكالة الاستخبارات المركزية
    Sudan'daki IP adresi bağlantısını kontrol et. Open Subtitles تأكد من اتصالاته ببرتوكلات الإنترنت في السودان.
    Hayır. Sudan'daki El-Kaide'nin bilinen bağlantılarına benzemiyorlar. Open Subtitles لا يبدون كأحد نشطاء القاعدة من السودان
    Abul Hasan Navor, yani Sudan'daki askeri ataşeyi geçen yıldan hatırlarsınız. Open Subtitles (أبو الحسن نافور) الملحق العسكري من السودان و الذي ستذكرينه من العام الماضي
    Geçen ay, Sudan'daki aynı adrese gönderilen altı mail silinmiş. Open Subtitles حسناً، في الشهر الماضي، يوجد ست رسائل إلكترونية حُذفت بعدما أُرسلت لنفس العنوان في السودان.
    Ölüm meleğimiz Sudan'daki iç savaşta iki tarafa da silah sattı. Open Subtitles ملاك الموت باع الأسلحة للطرفين في الحرب الأهلية في السودان
    Bizim şirket Sudan'daki çocuklara afet yardım ambalajlarından yapılmış bir milyon soccer topu bağışlamak için bir anlaşma yaptı, biz de lojistiğini yapıyoruz. Open Subtitles شركتنا عقدت صفقة للتبرع بمليون كرة قدم لأجل الأولاد في السودان
    Senin çocuklar Sudan'daki uluslarası satranç turnuvasına çağrıldı. Open Subtitles لقد تم دعوة أطفالك إلى بطولة الشطرنج الدولية في السودان
    Yoksa İsrail - Filistin çatışmasını Kuzey İrlanda'dan ayıran, ya da Sudan'daki iç savaşı Liberya'dan farklı kılan ne? TED اذا مالذي يميّز الصراع الاسرائيلي الفلسطيني مما حدث في ايرلندا الشمالية او الحرب الاهلية في السودان من تلك التي في ليبيريا؟
    Sudan'daki İngiliz kalesine saldırdı. Open Subtitles هاجم القلعة البريطانية في السودان
    Neyse ki, bu fotoğraflar 1998 yılında the Guardian'da yayınlandıklarında, çok büyük ilgi çektiler ve sonunda da Sudan'daki kıtlıkla mücadele için büyük miktarda para toplandı. TED ولله الحمد .. عندما ظهرت هذه الصور في صحيفة " الجارديان " عام 1998 تم إلقاء الضوء والاهتمام .. ومن ثم تدفق الأموال لصالح المساعدات التي تهدف لحل مشكلة المجاعة في السودان
    - Naşide Mahmut, Sudan'daki El Kaide kampındaydı. Open Subtitles "نجيدة محمود) كانت في مخيم) لـ(القاعدة) في (السودان)"
    Sudan'daki kuraklıktan helak olmuş çocuklara içme suyu getirecek su arıtma projesinde çalışıyor. Open Subtitles إنها تعمل على مشروع للمياه الصحية يجلب المياه النقيّة للأطفال الذين يعانون الجفاف في (السودان)
    Onu tanırım bak. Bizim Sudan'daki kurumumuz hakkında çalışmıştı birkaç yıl. Harika bir adamdır. Open Subtitles أعرفه، لقد قضى عدة سنوات بالعمل لمنظمتنا في (السودان) إنه رجل رائع
    Altı gün önce Sam, El-Kaide'nin Sudan'daki varlığını araştırmak için CIA özel kuvvetleriyle Sudan'a gitti. Open Subtitles قبل ستة أيام مضت، (سام) عاد لعمله لقوات المهام لوكالة الإستخبارات يبحث عن وجود القاعدة في السودان.
    Birisi Jada'nın, Sudan'daki toplu katliam hakkında bilgi vermesini istemiyor. Open Subtitles {\pos(192,210)} أحدهم لا يريد لـ(جادة) أن تعطي معلومات بشأن القتل الجماعي لأخيها في (السودان).

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus