Ne zaman bana bir şey yapmamı söylediğinde suratında küçümseme ifadesi oluyor. | Open Subtitles | كل مرة تخبريني أن أفعل شيئا تظهر على وجهك هذه النظرة المتعالية |
suratında bir yumurta ile biteceksin. | Open Subtitles | سينتهي بك الأمر وعلي وجهك ما يشبه البيضة. لماذا؟ |
) Oha ahbap! Senin de suratında herpes var! | Open Subtitles | يا صاح، لديك بثور القوباء على وجهك أيضاً |
Oğullarımızı ve kızlarımızı hapsediyor ve sonra beyaz suratında bir sırıtışla yürüyüp gidiyor. | Open Subtitles | يحبسُ أبنائنا و بناتنا في سجونِه ثُمَ يمضي، معَ ابتسامةٍ على وجهه الأبيض |
Birkaç kaburgasıyla birlikte bir kolu kırılmış ve suratında kesiklerle morluklar var. | Open Subtitles | لديه عدد من الأضلع المكسورة, وذراع مكسورة ايضا, وجروح وسحجات على وجهه. |
suratında öyle bir ifade var ki "Bu nasıl oldu yahu?" der gibi. | Open Subtitles | ثم تظهر هذه النظرة على وجهها وكأنها تقول كيف حدث ذلك بحق الجحيم؟ |
Evet, ahbap. Annen suratında herpes olsun istedi. | Open Subtitles | أجل، أرادت أمّك أن تصاب ببثور القوباء على وجهك |
Neredeyse suratında kıçım olmadan seni tanıyamayacaktım. | Open Subtitles | كدتُ ألاّ أتعرّف عليك بدون وجود مؤخّرتي على وجهك |
İyileşir iyileşmez yine bunu suratında parçalayacağım! | Open Subtitles | عندما اشفى سأحطمه مجدداً على وجهك اللعين |
Ama başka birşey için geldiysen, yumruğumu suratında bulursun. | Open Subtitles | ولكن اذا قدمت من اجل شيء أخر .ستتلقى لكمةً مباشرة على وجهك |
suratında küçük fareler ölmüş gibi duruyorsun. | Open Subtitles | يبدو كأن حيوانات هامستر صغيرة ماتت على وجهك |
Hiçbir şey, sadece... son iki saattir suratında bir boya iziyle dolaşıyorsun. | Open Subtitles | ..لاشئ، فقط كان على وجهك طلاء طوال الساعتان الماضيتان |
Elinde bir çuval para, kıçında bir parmak, suratında koca bir gülümseme varmış. | Open Subtitles | مع حقيبة من النقود فى يديه وقناع على وجهه |
suratında, yumurta kadar bir şişlik var, ve uyandıramıyoruz. | Open Subtitles | لديه تورم في وجهه بحجم بيضة مسلوقة، ولن يفيق. |
Adamlardan birini banyoda yerde yatarken bulmuş. Acıdan kıvranıyormuş. suratında da çıban varmış. | Open Subtitles | وجد أحد الرجال متألّم على أرضية الحمّام بالغليان على وجهه. |
Eminim ama suratında patlayan nükleer savaş başlığından sağ kurtulmuşsa değişir tabi. | Open Subtitles | الا اذا كان نجى من انفجار نووى ,انفجر في وجهه |
Ama, suratında aptal bir ifade ile seni çıplakken izliyordu. | Open Subtitles | حسناً، لقد شاهدك تخلعين ملابسك بابتسامة سخيفة على وجهه. |
suratında kocaman bir damızlık inek sırıtışıyla. Seni hatırlamayacak bile. | Open Subtitles | وتوجد آثار الحمل على وجهها ولن تتذكر حينها من أنت |
Telefonda annemle konuşuyordum ve suratında beliren şaşkınlık kesinlikle paha biçilemezdi. | TED | كنت أتحدث عبر الهاتف مع أمي والفضول الذي اعترى وجهها كان لا يقدر بثمن. |
Koç Taylor'dan çok cesur bir karar ama suratında patlıyor. | Open Subtitles | يا له من نداء عاصف من المدرب ولكن يا رجل هل انفجر ذلك بوجهه |
Ama senin de suratında abimin suratındaki gibi endişeli bir ifade var. | Open Subtitles | لديك ذات النظرة القلقة على محياك مثل أخي. |
suratında kesikler var. Geçen hafta bir tane vardı. | Open Subtitles | لقد رأيت جرح بوجهكِ |