Karanlık ve rüzgârlı bir gecede tüccarın oğlu çobanın değerli enstrümanını çalmış. | Open Subtitles | أخذ إبن التاجر سارقاً الآلة العازفة لكن حين أخذها للمنزل |
Ve zengin tüccar, küçük çobanı evlat edinmiş ve... Amanın! tüccarın karısıyla tanışınca böyle demiş. | Open Subtitles | وتبنى إبن التاجر الراعي الصغير قال بينما يقابل زوجة التاجر وفي مكان عبر الطريق , لقد تعلم معنى الكريسماس الحقيقي |
Dinle, imtahan bir tüccarın üstesinden gelebileceği bir şey olmalı. | Open Subtitles | إستمع، الإختبار يجب أن يكون مثل الذي يمكن أن يواجه التاجر |
Sizin gibi emekli bir tüccarın gösteri dünyasına ilgi duyması hoşuma gitti. | Open Subtitles | أحببت فكرة أن تاجر مُتقاعد مثلك أن يستثمر في أعمال المسرح |
Bir gün, zengin bir tüccarın oğlu müziği duymuş. Bu çocuk dünyadaki tüm oyuncaklara sahipken,.... ...küçük çobanın ütünü kıskanır olmuş. | Open Subtitles | ذات يوم سمع الموسيقى إبن تاجر ثري وبينما كان يملك كل الألعاب , فقد شعر بالغيرة من ذلك المزمار |
Gretchen'ı arardım ama parmağını kesmişsin... tüccarın karısını oynamak için tam uygun olmayabilir. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا واضح, لكن الأمر الذي قدمته له لا يظهر بأنها الزوجة المناسب لتاجر كبير |
Bence Anne bir tüccarın oğlundan daha iyisini hakkediyor. | Open Subtitles | أعتقد ان - آن - يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ أحسن بكثير مِنْ إبن تاجرِ. |
Birkaç tüccarın isteğinden bana ne? | Open Subtitles | ما هي الشكاوي لبعض التُجار لمثل هذه الخدمات؟ |
tüccarın varlıklı ve mağrur olmasını sağlayan üç gemisi varmış. | Open Subtitles | التاجر كان يملك ثلاثة سفن تجارية التي كانت تجعله ثري وفخور. |
Bazıları olağan bir tüccarın karısına göre kaba olduğunu söyleyebilirdi. | Open Subtitles | البعض قد يقول كلاماً وقحاً عن زوجة التاجر |
Görünüşe göre bu tüccarın geri dönmesinden memnun gözüküyorsun. | Open Subtitles | تبدو كما لو كنت سعيد حقا بوصول التاجر |
Lütfen bunu tüccarın hediyesi olarak kabul edin. | Open Subtitles | أرجوكي ، خذيها مع تحيات التاجر. |
Böylece kasap, karısı bahçıvanla yatarken kendisi de tüccarın kızı ile yatabilir. | Open Subtitles | ...والجزار يضاجع ابنة التاجر بينما زوجته تضاجع البستاني |
Böylece kasap, karısı bahçıvanla yatarken kendisi de tüccarın kızı ile yatabilir. | Open Subtitles | ...والجزار يضاجع ابنة التاجر بينما زوجته تضاجع البستاني |
Bizim sokakta tüccarın biri adamın tekini canlı canlı gömdü ve adam öldü. | Open Subtitles | في شارعنا تاجر دفن رجلاً حياً فمات الرجل |
İngiltere Kraliyet mücevherleri her tüccarın arzuladığı bir ödüldür. | Open Subtitles | جواهر تاج انجلترا هي جائزه لكل تاجر يرغب بها |
İsmi Simon bir tüccarın oğlu, 25 yaşında doğuştan sağır ve dilsiz. | Open Subtitles | "و الجسد هذا هو سيمون ابن تاجر, يبلغ 25 عام |
Zephyr şu New Orleans'ta yaşayan zengin tüccarın yelkenlisiydi. | Open Subtitles | و زفير كان سفينة مجز يملكها هذا الأثرياء... ... تاجر فرنسي، عاش في نيو اورليانز. |
- Yüzük yolculuk eden bir eden tüccarın hediyesiydi. | Open Subtitles | الحلقة كَانت هدية مِنْ تاجر جوّال |
Kiraz ağacı yetiştirmek istemiş Al-Nar adında Kahireli zengin bir tüccarın ünlü bir hikayesi var, Şam'daki bir bağlantısına bir posta güverciniyle biraz tohum isteyen bir mesaj göndermiş. | Open Subtitles | ثمّة قصّة مشهورة عن تاجر قاهري غني اسمه "النور" أراد زراعة أشجار الكرز لذا أرسل رسالة بالحمام الزاجل |
İş ve hesaplar bir tüccarın en önde gelen görevidir. | Open Subtitles | العمل والحسابات الواجبات الأولى لتاجر. |
Zengin bir tüccarın karısı. | Open Subtitles | هي a زوجة تاجرِ غنيِ. |
Ticaret kervanlarının Yemen'den aldığı baharatları, gümüşü ya da deriyi Mekke'ye getirdiklerini ve bir grup elit tüccarın da bunları toplayıp Suriye, Gazze, Mısır ve Filistin'e götürdüklerini, kutsal mabedin etrafında bir alış-veriş keşmekeşi yaşandığını, develerin toplandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد ان القوافل التجاريه تأخذ التوابل من اليمن أو الفضة أو الجلد وتجلبهم إلى مكة المكرمة ومجموعة اخرى من التُجار |