Ve basitçe, tüccarların gemileri limana geliyordu ve yanaşmalarına dahi izin verilmiyordu. | TED | وبشكل أساسي، عندما بلغت سفن التجار الميناء، لم يُسمح لها أن ترسو. |
Uykulu tüccarların çarşısında senin çevik parmakların bize prens kıyafetleri temin edebilir. | Open Subtitles | فى أسواق التجار الكسالى أصابعك الماهرة يمكن أن تحصل لنا على ثياب الأمراء |
Bazı tüccarların yeniden dönüşümlü yapılarla ilgilendiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا.. أنا.. أنا أعرف بعض التجار الذين يرغبون بإعادة تصنيع منتجات المباني |
Mısırlı tüccarların uğradığı haksızlığı, zulmü. | Open Subtitles | ظلمه للتجار المصريين وما فعله بالقرى في بلاد الروم |
Elimizden geleni yapmalıyız yoksa bizi destekleyen tüccarların ve diğerlerinin yüzüne bakamayız. | Open Subtitles | علينا أن نبذل جهدنا من أجل التجّار والآخرين الذين يقومون بدعمنا |
Antik tüccarların çöller içinde açtığı güzergâhlarla da meşhur İpek Yolu ortaya çıkmış oldu. | Open Subtitles | والتجار القدماء سلكوا طرق الصحراء أصبح الطريق الحريري الإسطوري. |
Zengin Hollywood'luların gelmesi nedeniyle yerel tüccarların fiyatları biraz artırmış olması affedilmelidir. | Open Subtitles | ..مع قدوم أغنياء هوليود إلينا التجار المحليون وجدوها عذراً لزيادة طفيفة في الأسعار |
Çünkü tüccarların çoğu katiller ile iş yapmayı sevmiyor. | Open Subtitles | ستجد أن أغلب التجار لا يحبون التعامل مع القتلة |
Hükümet tüccarların suçlularla iş yapmadığını kanıtlamalarını istiyor. | Open Subtitles | الحكومة تطلب من التجار إثبات أنهم لا يتعاملون مع المجرمون |
Ve modern dünyanın internet ve cep telefonu gibi, 1000 yıl önce büyük bir imparatorluk boyunca tüccarların nasıl iletişim kurduğunun hala ayakta fantastik bir örneği vardır. | Open Subtitles | وبقاؤها في عصر الإنترنت الحديث والهاتف الجوّال هو مثال رائع عن اتصال التجار قبل ألف عام عبر امبراطورية شاسعة |
Ki buna karşılık haczetmek zorunda kaldığımız Fransız tüccarların vergi artışlarından kaçınmak için işlerini ülke dışına çıkarmaları vakası görüldü. | Open Subtitles | والذي بالمقابل.. شهد التجار الفرنسيون ينقلون تجارتهم خارج البلاد |
Şimdi de ekonomist mi oldun? tüccarların nerelerde gezdiklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت خبيرا اقتصاديا الآن تعرف أين يسافر التجار |
Ki buna karşılık haczetmek zorunda kaldığımız Fransız tüccarların vergi artışlarından kaçınmak için işlerini ülke dışına çıkarmaları vakası görüldü. | Open Subtitles | والذي بالمقابل.. شهد التجار الفرنسيون ينقلون تجارتهم خارج البلاد |
Monty, Kuzey Afrikalı tüccarların göç düzenlerini bulmaya çalış. | Open Subtitles | مونتي .. قم بأيجاد المصادر لتتبع أنماط هجرة التجار شمال افريقيا |
Savaş geçimi ticarete bağlı olan tüccarların çıkarına olmayacak. | Open Subtitles | لكن التجار الذين تعتمد أرزقاهم على التجارة لن تصب الحرب في صالحهم |
Çünkü tüccarların çoğu katiller ile iş yapmayı sevmiyor. | Open Subtitles | ستجد أن أغلب التجار لا يحبون التعامل مع القتلة |
Şunu vurguluyorum ki bu damgalar, ürün demetlerine iliştirilmiş, kilden etiketleri mühürlemede kullanılıyordu. Yani büyük olasılıkla bu etiketler, en azından birkaçı tüccarların adını da içermeli. | TED | وأريد أن أذكر أن هذه الأختام استخدمت لختم الطين وقد أرفق ذلك لحزم من السلع ، لذلك فمن المحتمل جدا أن هذه العلامات، على الأقل بعض منهم ، تتضمن أسماء التجار. |
Şehir şehir dolaşıp, tüccarların eşleri ve tapınaklardaki kadınlarla yatıyorsun ve sevgiyi bildiğini sanıyorsun. | Open Subtitles | تتنقل من مدينة لاخرى وتنام فى فراش زوجات التجار وفتيات المعابد -اتظن انك تعلم شيئا عن الحب |
30'lu yıllarda şiddetli bir anti-semitizm atmosferinde büyürken Hans Friedrich, yerel Yahudi tüccarların kendisini ve ailesini dolandırdığına inanmıştı. | Open Subtitles | بينما نما في الـثلاثينات في جوّ معاداة الساميّة الشريرة "إعتقد "هانز فريدريش أن اولئك التجّار اليهود المحليّين غشّوه وعائلته |
Ancak beyaz şefleri imal edilmiş ürünlere silah ve kölelere içki teklif ettiğinde, Afrikalı krallar ve tüccarların tereddüt etmek için çok az nedeni vardı. | TED | ولكن عندما استحدثت النقباء البيضاء التي تقدم السلع المصنعة مثل الأسلحة ومشروب الروم مقابل العبيد لم يتردد حينها ملوك أفريقيا والتجار في المقايضة |