Ve kurbağa, tırtılı mahvetti. | Open Subtitles | ومارس الجنس على ضفدع كاتربيلر. هكتار. |
Kurbağa tırtılı görmüş ve ona sormuş... | Open Subtitles | رأى الضفدع كاتربيلر وطلب... |
Genç arılar yumurtadan çıktı ve bedeni terketmeden önce tırtılı diri diri yediler. | TED | فقست البيوض والدبابير الصغيرة التهمت اليرقة حية قبل أن تشق الطريق إلى خارج جسمها. |
Tek söylediğim, tırtılı öldürmeden krizalitten dışarıya kesip çıkaramazsınız. | Open Subtitles | ما اقوله هو انه لايمكنك اخراج اليرقة من الشرنقة بدون قتلها |
Yünlü ayı tırtılı, ilkbahara başlamak için çiçeklerin sıcaklığına ihtiyaç duymaz. | Open Subtitles | لا يحتاج يسروع الدب الأصفر دفء الأزهار لإستهلال ربيعه |
Her nasılsa, karınca yuvasıyla dolu bir çayırda hangi yuvada bir mavi kelebek tırtılı olduğunu algılayabiliyor ve bu yuvanın onlardan biri olduğuna karar veriyor. | Open Subtitles | النمل، عدوّ النمل الأبيض الأزلي. نمل ميتابلي متخصّص بصيد النمل الأبيض. |
Bunun karşılığında, nereye giderse gitsin tırtılı koruyacak bir karınca tahsis edilir. | Open Subtitles | في المقابل يتولّى النمل حراستها لحماية اليرقة أينما تذهب |
tırtılı bir krizaliti yaratıp içerisine girmeye teşvik eder. | Open Subtitles | محولا اليرقة الى لكي تدخل نمط الشرنقة |
- Daha tırtılı bulmadın mı? | Open Subtitles | ألم تجد اليرقة بعد؟ |
Artık 14 yaşında. Dünyanın en yaşlı tırtılı. | Open Subtitles | إنه الآن بعمر 14 سنة، أهرم يسروع في العالم |
Dahası, yüzlerce karınca yuvası içeren bir çayırda içinde kelebek tırtılı barındıran yuvayı bulabiliyor. | Open Subtitles | يستخدم نمل ميتابلي غنيمته لتربية شغالات أكثر. وما يدعو للسخرية، ستكون للغارة نفس التأثير على النمل الأبيض. |