"taşıdığım" - Traduction Turc en Arabe

    • أحمله
        
    • أحملها
        
    • حملته
        
    • احمل
        
    • الذين اعطيهم
        
    • احمله
        
    Baskın endişelendirmiyordum beni, fakat taşıdığım tabanca sorundu. Open Subtitles الإقتحام لم يقلقني ، لكن المشكلة كانت في المسدس الذي أحمله
    Ama ışın taşıdığım Goa'uld'a büyük acı verdi. Open Subtitles لكن الشعاع سبب للجواؤلد الذي أحمله الم رهيب
    Ben tüm önemli numaralarımı hep yanımda taşıdığım ufak bir kâğıda yazdım. Open Subtitles الآن لدي كل الأرقام المهمة مسجلة على ورقة صغيرة أحملها دائــــــــــــما معي
    Eğer taşıdığım Goa'uld'un kölesi olmaya devam edeceksem, zaten ölüyüm demektir. Open Subtitles إذا بقيت من المستعبدين بواسطة هذه الأفعى التي أحملها فانا موافقة على الموت
    Benim taşıdığım ortakyaşam Martouf'un eşiydi. Open Subtitles السمبيوت الذي حملته كان رفيق مارتوف
    Papalık Fesih belgesini taşıdığım kraliçe mi aynı zamanda? Open Subtitles نفس الملكة لمن احمل موجز البابوية من الفسخ؟
    Sanırım bu ne kadar ağırlık taşıdığım hakkında size bir fikir verebilir. Open Subtitles أعتقد أن هذا سيمنحك فكرة عن مقدار الوزن الذي كنت أحمله
    Bahsettiği şey benim yıllardan beri taşıdığım bir yük. Open Subtitles ما تتحدث هي عنه هو عبء كنت أحمله لسنوات عديدة
    Evim beraberimde taşıdığım şeyler olmalıydı. TED بيتي عندئذ كان ما أحمله في جعبتي.
    taşıdığım yükü tahayyül bile edemezsin. Open Subtitles لا يوجد لديك فكرة عن العبء الذى أحمله.
    Kalbimde kardeşlerime karşı tuttuğum, katı düşünceler, kabuk bağlayamamış yaralar, hiç affedilmemiş dargınlıklar, hatalar, beni de yaralayacak hınçlarım, içimde taşıdığım savaşların ensanteneleri, kalbimin derinliklerinde, daha alevlenmeden söndürülmesi ve sadece küllerinin kalması gereken bir kordur. TED حتى الحكم القاسي الذي أحمله في قلبي ضد أخي أو أختي، والجرح المفتوح الذي لم يشف أبداً، والإساءة التي لم تغفر أبداً، والضغينة التي ستؤلمني وحدي فقط، جميعها أمثلة عن صراعٍ أحمله معي، ونارٍ في قلبي تحتاج لأن تُطفأ قبل أن يرتفع لهيبها مخلّفاً وراءه رماداً فقط.
    Bunlar benim işyerine taşıdığım prensipler. Open Subtitles و كانت هذه مبادئ التي أحملها معي لمكان العمل
    taşıdığım çanta buydu. Değil mi? Open Subtitles هذه هى الحقيبة التى كنت أحملها اليوم، أليس كذلك؟
    Size oğlumun cüzdanımda taşıdığım fotoğrafını göstermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أريكم صورة ابني التي أحملها على الدوام في محفظتي.
    Bazıları tarafından, insanların bilgisi yayınlanırken onların adının belirtilmemesi onlara kredi verilmemesi hala meşru sayılıyor. Bu benim taşıdığım büyük bir trajedi ve ümit ederim sizlerde bu trajediyi taşıyacaksınız. TED وهذه مأساة عظمى مازلت أحملها معي حتى الآن، وأتمنى أن تحملوها جميعًا معكم، أن المهنة ما زالت تسمح بنشر معارف الناس بدون أن تعزو إليهم هذه العلوم، بجعلهم مجهولين.
    Hayatım boyunca taşıdığım büyük bir boşluk. Open Subtitles فراغ كبير و خالى حملته طول عمرى
    Bu, taşıdığım küçük çocuk mu? Open Subtitles هل هذا هو الولد الذي حملته
    Benim taşıdığım çocuk onlar için değildi. Open Subtitles الطفل الذي حملته لم يكن لهم.
    Yanımda üç tabanca taşıdığım hâlde girişteki detektörlerin ötmediğini biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين انني احمل معي ثلاثة مسدسات وكاشف المعادن لم يلتقط اي شيء؟
    Hala yaralarını taşıdığım bu hissi o kadar iyi biliyorum ki. Open Subtitles ذلك الشعور أعرفه جيداً ولا زلت احمل ندوبه
    Onun bebeğini taşıdığım için şanslıyım. Open Subtitles انا محظوظة لاني احمل ابنه
    Ama kahve taşıdığım insanların patronları dünyayı kurtaracak. Open Subtitles ولكن الناس الذين اعطيهم القهوة رؤسائهم سوف ينقذون العالم
    - Sana taşıdığım yükten bahsedeceğim. Open Subtitles - سأحاول - لأسهل الامر دعني اخبرك عن العبء الذي احمله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus