"taşımıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • يحمل
        
    • لا يحملون
        
    • الذات اللإهيه
        
    - O şişman adam silah taşımıyor. - Nereden biliyorsun? Open Subtitles هذا الرجل السمين لا يحمل مسدسا وكيف علمت هذا ؟
    - Senin için söylemesi kolay. - Senin adını taşımıyor. Open Subtitles ، من السهل عليك قول ذلك إنه لا يحمل اسمك
    Giysisine işlenmiş bir onursuzluk harfi taşımıyor o. Open Subtitles لا يحمل آي شارة من شارات العار مطرزة على لباسه
    Çünkü virüsü taşımıyor olabilir. Ve eğer taşımıyorsa virüsü durdurmadaki şansımızı kaybetmiş oluruz. Open Subtitles قد يكون لا يحمل الفيروس, وقد نفسد فرصتنا فى إعتراض طريق الفيروس
    Fark etmelerinin tek sebebi de genelde hiç yanında öyle bir şey taşımıyor olması. Open Subtitles والسبب الوحيد لمُلاحظتهم ذلك، لأنّه لمْ يحمل واحدة من قبل.
    Bu yüzden hiçbir elektrik işçisi ateşli silah taşımıyor. Open Subtitles لهذا السبب لا يحمل عاملو الصيانة الكهربية أسلحة نارية.
    İşte bu yüzden elektrikle çalışan hiçbir işçi silah taşımıyor. Open Subtitles لهذا السبب لا يحمل عاملو الصيانة الكهربية أسلحة نارية.
    Merkezin dediğine göre bir kuryeymiş. Ama uyuşturucu taşımıyor. Open Subtitles يقول المكتب الرئيس أنّه ساعٍ لكنّه لا يحمل أيّ مخدّرات
    Hiçbirinin de patlamayı tetikleyecek bir şey taşımıyor oluşu kafamı karıştırıyor. Open Subtitles من الغريب أن لا أحد منهم كان يحمل مفجراً
    March geninin hiçbir belirgin özelliğini taşımıyor ama. Open Subtitles كما ترى ,إنه لا يحمل أي من ملامح مارش المميزة
    "Ancak, kötü şeyler yapıyorsan, kork. Çünkü kılıcı boşuna taşımıyor; Open Subtitles 4 لأنه خادم الله للصلاح ولكن إن فعلت الشر فخف، لأنه لا يحمل السيف عبثا
    Cinayet silahı 38'likti. Aramızda kimse 9 mm. taşımıyor. Open Subtitles سلاح القاتل كان 38 لا أحد منا يحمل 9 مم
    Ulaşamazsınız. Cep telefonunu yanında taşımıyor. Open Subtitles لا يمكنكم ذلك إنه لا يحمل هاتفه الخلوى
    Tarzına bakarsak cüzdan taşımıyor. Open Subtitles - لا - ومن بينِ كل المصادفات فهوَ لم يكن يحمل محفظة
    Ama o bir cüzdan taşımıyor. Open Subtitles ولكنه لا يحمل حقيبة كتابك
    Hiçbir şey taşımıyor. Open Subtitles إنهُ لا يحمل اي شئٍ
    Bu arada Gon, oltasını taşımıyor. Nasıl dövüşmeyi planlıyor acaba? Open Subtitles في هذه الأثناء نرى (جون) لا يحمل سنارته، فما خطّته للقتال يا ترى؟
    Mücevher kutunu taşımıyor. Open Subtitles وهو لا يحمل صندوق مجوهراتك
    - Silah taşımıyor. Open Subtitles - لا يحمل مسدساً -
    Sanıyorum ki evdeki avları elektirik silahları ve yatıştırıcı tüfek taşımıyor. Open Subtitles أظن فرائسه في بيئته لا يحملون .بندقيات تخدير ومسدسات صاعقة
    Sen umurumda değilsin. ben umurumda değilim. Herşeye rağmen bu bir anlam taşımıyor. Open Subtitles " نأسف لعدم الترجمة" "كلام فى حق الذات اللإهيه"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus