Her asker gibi, bu omuzlarımda duygusal bir yük taşıyacağım anlamına geliyordu ve söylemekten nefret ediyorum ama belimde bir silah taşıyacağım anlamına da geliyordu. | TED | وكأي جندي، هذا يعني أن أحمل عبئاً عاطفياً على أكتافي، وأكره قول هذا، لكن مسدسًا على خصري. |
Anneni dışarıya taşıyacağım, gelen bir şey olursa ateş et. - Ama... | Open Subtitles | فعلي ان أحمل والدتك لأخرجها من هنا لذا إن اقترب مننا اى شئ، عليك إطلاق النار |
Bu doğru onu ben taşıyacağım onu daima hatırlayacağım. | Open Subtitles | هذا صحيح و سأحمل ذكرى زوجى دائما فى قلبى |
Ve her zaman olduğu gibi tekme tokat, seni taşıyacağım ve sonunda, bana teşekkür edeceksin. | Open Subtitles | سأخرجنا من هنا كالعادة وأنا أحملك وأنت تركل وتصرخ |
Peki. Oraya daha hızlı varacağız demekse seni taşıyacağım. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان هذا يعني إننا سنصل الى هناك بسرعة سأحملك |
Ben eşyalarımı yan odaya taşıyacağım. | Open Subtitles | سأنقل حاجياتى من هنا للغرفة المجاورة للمنزل |
Güvenlik ve Ticaret Kurulu'ndan bir uyarı daha alırsam, yemin ederim ki her şeyi yakıp, şirketi Cayman Adaları'na taşıyacağım. | Open Subtitles | أقسم سوف أحرق الكومة و أنقل كل هذا لكايمانز |
Söylediğin gibi. Burada, kalbimde taşıyacağım ve kalbim... | Open Subtitles | كما قلت، لقد كنت أحملها هنا، في قلبي، وقلبيممتلئ، |
Kısa bir süre olabilir ama benim için ömrümün sonuna dek taşıyacağım değerli hatıralar bıraktı. | Open Subtitles | هو لربما كان وقتا قصيرا لكن شخصيا تركني بالذكريات الثمينة أنا سأحمله لبقية حياتي |
Bu soykırımın utancını sonsuza dek taşıyacağım. | Open Subtitles | كل هذا لا يشكل أي فارق الآن سوف أظل أحمل طوال حياتي عار ارتكاب هذه المذبحة الجماعية |
Onu hırdavatçıya götürmüştüm ve taşıyacağım çok şey vardı. | Open Subtitles | لقد أخذتها معي لمتجر الأجهزة ونزلت وأنا أحمل الأغراض |
Şerefsiz son saniyede bir avuç sahte oyla elimden aldı, ve ölene kadar bu acıyı taşıyacağım. | Open Subtitles | سرقها مني ابن السافلة في الثواني الأخيرة بحفنة من الأصوات المزيفة وسوف أحمل ألم هذا معي |
Ben sadece içinde ekipman varmış gibi görünen bir kutu taşıyacağım. | Open Subtitles | أنا فقط سأحمل علبة تبدو كأن بداخلها أدوات. |
efendinin altın vücudu bozulmadığı sürece onu fırtına tapınağına taşıyacağım budayı şahsen görmesi için. | Open Subtitles | طالما جسد سيدي الذهبي سليم سأحمل جثمانه إلى دير الرعد |
Katilin mermisini mezara kadar taşıyacağım. | Open Subtitles | سأحمل رصاصة القاتل معي حتى مماتي |
Seni taşıyacağım aşağılık? Defol! | Open Subtitles | أحملك أيها النذل , أبتعد من هنا |
Karanlıkta seni tutup buradan dışarı taşıyacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سوف أحملك بالظلام و سوف أحملك من هنا |
# Ama ağır değil hiçbir şey # Dayan biraz, taşıyacağım seni | Open Subtitles | وليس هناك أي شيء يدعو للسعادة ^ سأحملك ^ |
Eşyalarını evime tek başıma mı taşıyacağım ya da bana yardım edecek misin? | Open Subtitles | هل سأنقل أغراضك إلى منزلي لوحدي أم ستساعدني |
Güvenlik ve Ticaret Kurulu'ndan bir uyarı daha alırsam, yemin ederim ki her şeyi yakıp, şirketi Cayman Adaları'na taşıyacağım. | Open Subtitles | أقسم , غذا وصلتني ملاحظة أخرى من إس إي سي سوف أحرق الكومة كلها و أنقل هذا الشيء لكايماس |
- Hadi, Bana ver şunu. - No, Ben taşıyacağım. | Open Subtitles | هيا, أعطنى اياها لا, أريد أن أحملها |
Savaşta bunu taşıyarak bana büyük bir onur bahşedersin. Gururla taşıyacağım. | Open Subtitles | ستشرفني كثيراً بحمله في المعركة. سأحمله بكل فخر. |
Seni bir süre ben taşıyacağım. | Open Subtitles | سوف احملك لبعض الوقت |
Seni oraya kadar taşıyacağım. En azından bunu yapabilirim. | Open Subtitles | ساحملك طوال الطريق إلي هناك أنه أقل شيئ يمكنني عمله |
Görünüşe göre kırılmış,hadi seni taşıyacağım. | Open Subtitles | .إنها تبدو وكأنها مكسورة. تعالي. سأحملكِ |