"takıldığı" - Traduction Turc en Arabe

    • يتسكع
        
    • يتسكّع
        
    • تتسكع
        
    • التسكع
        
    • يتسكعون
        
    • يقضي الوقت
        
    Orası artık gay insanların takıldığı bir yer bile değil. Open Subtitles هذا حتى لم يعد المكان الذي يتسكع المثليون به حاليا
    Ama resimlerini eskiden takıldığı herkese gösteriyorum, ve kimse hiçbir şey bilmiyor. Open Subtitles لكنني أشاهد صوره حيث كان يتسكع ولاأحديعلمشيء.
    Dylan onunla Sokak çocuklarının takıldığı Harper Plaza'da tanışmıştı. Open Subtitles ديلان التقى بها في ساحة هاربر حيث يتسكع أطفال الشارع ديلان كان يتحضر للذهاب الى معهد أم أي تي
    Okulun havaları çocuklarının takıldığı, ...gizli bir mekân. Open Subtitles إنّه موقع سرّي حيث يتسكّع كلّ الشباب الرائعين
    - Planın, Emma'nın bar tezgahında takıldığı kısmını duymamışım galiba. Open Subtitles أمي أخمن أني فوت ذلك الجزء من الخطه حيث كانت تتسكع بحانه وجبات خفيفه
    Ne yazık ki hâlen, eşcinsel yaşlıların takıldığı bir yerdi. Open Subtitles لسوء الحظ، ما تزال بقعة التسكع لدى الشاذين جنسياً
    Yani Jango'nun dostlarını ve takıldığı yerleri arıyoruz. Open Subtitles بالتالي نحن نبحث عن اصدقاء جانجو فيت او الاماكن التي يتسكعون بها
    Şu an buralara takıldığı zamankinden daha iyi gözüküyor. Open Subtitles انه يبدو أفضل الآن مما كان عليه عندما كان يتسكع هنا.
    Çocuğun babası oğlunun takıldığı birkaç kişinin adını verdi. Open Subtitles والد الصبي أعطانا عدة أسماء لأشخاص كان ولده يتسكع معهم
    Matty'nin takıldığı şu kızı gördünüz mü? Open Subtitles هل رأيتن يا رفاق الفتاة التي يتسكع معها ماتي؟
    Çocukların takıldığı bir alt geçit var. Open Subtitles هناك نوع من أنفاق المشاة الذي يتسكع في الأولاد.
    Evet, keşlerin takıldığı yerde de bir tane var. Open Subtitles أجل هناك طائر صغير بالعربة حيث كان يتسكع الحشاشان
    Kung fu kardeşlerimin de takıldığı mekandı burasıydı. Open Subtitles و هو المكان الذي يتسكع فيه عادةً اصدقاء الكونغ فو خاصتي
    Burası Big Momma's, sörfçülerin ve motosikletçilerin takıldığı restauran. Open Subtitles هذا مطعم الأم الكبيرة , المكان الذي يتسكع فيه راكبو الأمواج وراكبو الدراجات.
    Burada birkaç ahlaksız tip takıldığı için bütün gidiş gelişleri gözetliyorum. Open Subtitles في حالة لو كان هناك شخص متشرد يتسكع في الأرجاء
    Dışlanmış eziklerin takıldığı yer burası mı? Open Subtitles إذاً ، هل هنا حيث يتسكع الخاسرون المنبوذون ؟
    İş arkadaşlarından birlikte takıldığı birileri var mı? Open Subtitles هل يتسكّع مع أيّ من زملائه؟ لمْ ألحظ ذلك.
    takıldığı kişilerden kundakçılıkla ilgisi olan var mı diye bakarım. Open Subtitles حسناً، سأتحقق لو كان يتسكّع مع أحدٍ له علاقة بالحرائق المفتعلة.
    Okulu, sahili ve genel olarak takıldığı yerleri kontrol ederiz. Open Subtitles سنتفحص المدرسة والشاطئ والأماكن التي كانت تتسكع فيها عادة
    Bu tip insanların Debbie'nin takıldığı insanlar olduğunun farkındasın değil mi? Open Subtitles أتفهم أن هذا النوع من الأشخاص الذين تتسكع (ديبي) معهم؟
    Gölgeme, benim gibi bir ezikle takıldığı için küfrediyordum. Open Subtitles كنت اعاتب ظلى على التسكع مع الحمقى امثالى.
    O da, Sombrero Kavşağının yanında çetelerin takıldığı bir bardır. Open Subtitles هذا البار الذي بجانب Sombrero Junction أين ما يتسكعون الرفاق
    Ama takıldığı yeni grup olabilir. Open Subtitles لكن الفريق الجديد الذي كان يقضي الوقت معه قد يفعل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus