| Sadece bir doğrulama listesi kulanmak öncekilerden farklı değerleri benimsenizi gerektiriyor, alçak gönüllülük, disiplin, Takım çalışması gibi. | TED | فقط باستخدام قائمة مرجعية يتطلب منك اعتناق قيم مختلفة عن تلك التي كنا، مثل التواضع، الانضباط، العمل الجماعي. |
| Takım çalışması, fair-play ve eğlence konusunda baya kendimi geliştirdim. | Open Subtitles | أنا أتعلم الكثير عن العمل الجماعي واللعب العادل وكل تلك التفاهات |
| Savaş meydanında Takım çalışması konusunda hayati dersler alınmıştı. | Open Subtitles | وتعلموا دروساً حيوية حول العمل الجماعي في ميدان المعركة. |
| O burada proje menejeri. Yaptıkları her şey, kesinlikle bir Takım çalışması. Bu programı o yürütüyor. | TED | انه هناك مدير المشروع. و اي شيء يعملونه هو من دون شك عمل جماعي. إنه يقود البرنامج. |
| Neyse, St. Catherine okulunda Takım çalışması çok önemlidir ve gönüllü olmak, takım çalışmasının bir parçasıdır. | Open Subtitles | على أي حال, عمل الفريق هو ما نبحث عنه هنا وجزء من عمل الفريق يكون تطوعي |
| Çünkü bu sadece Takım çalışması ve eski usül araştırma çalışmalarıyla geçirilen uzun saatlerden ibaret. | Open Subtitles | لأنه كان عمل فريق احتوى ساعات طويلة من التحقيق بالطريقة التقليدية |
| - Takım çalışması karşılığını veriyor değil mi? | Open Subtitles | العمل الجماعي أثمر اليوم أليس كذلك ؟ أجل |
| Başardık! Bana gönderdin ve bende onu yedim! Takım çalışması işte bu! | Open Subtitles | لقد فعلناها ، لقد أرسلته لي مباشرة وأنا التهمته ، هذا هو العمل الجماعي |
| Direk bana gönderdin ve bende onu yedim! Bu Takım çalışması. | Open Subtitles | لقد فعلناها , لقد أرسلته إلي مباشرة و أنا التهمته , هذا هو العمل الجماعي |
| Kabul edelim Takım çalışması bize uygun bir şey değil. | Open Subtitles | لنعترف بهذا، العمل الجماعي لم يكن ميزتنا الفضلى. |
| Ekibin resmi bir üyesi olmasam da, yine de Takım çalışması yapabiliriz. | Open Subtitles | لكن العمل الجماعي مازال ممكنا على الرغم من أنني لست عضوة رسمية في الفريق فهمت احتيالي ؟ |
| İyi bir Takım çalışması hepimizin kazanması demektir. | Open Subtitles | العمل الجماعي جيد يعني أننا جميعا الفوز بها. |
| Bu ruh, bu Takım çalışması, bu aile. | Open Subtitles | هذه الروح .. هذا العمل الجماعي .. هذه العائلة |
| Buna Takım çalışması denir millet... ve çok güzel bir şeydir. | Open Subtitles | يسمى هذا عمل جماعي أيها الناس وهو شيء جميل |
| Sana saygı duymam için tek yol düşündüğün ve yaptığın bu şey bir Takım çalışması değil, buna ego denir. | Open Subtitles | و أنتِ تعتقدين ان الطريقة الوحيدة التي سأحترمكِ بها إذا أعطيتيني القطعة الأخيرة من اللغز ذلك ليس عمل جماعي, بل غرور |
| Tek ihtiyacımız olan Takım çalışması. | Open Subtitles | جلّ ما نحتاج إليه هو عمل جماعي |
| Bir shinobi için önemli olan Takım çalışması ve azimdir. | Open Subtitles | ماهو المهم لدى الشينوبي هو عمل الفريق و المثابرة. |
| -Güzel Takım çalışması -Aynen | Open Subtitles | عمل فريق رائع صحيح |
| Girişkenlik, ustalık, ve fevkalade Takım çalışması. | Open Subtitles | المبادرة ، والدهاء و العمل الجماعى بالطبع |
| Takım çalışması. Kafeyi sen seçtin. | Open Subtitles | ، جهد جماعي . أنت من اختار المقهى |
| Gerçek bir Takım çalışması olurdu... | Open Subtitles | وهذا من شأنه أن يكون جهد فريق حقيقي. |
| Onlar arkadaş ve Takım çalışması gibi değersiz şeylere bağlı kaldılar! | Open Subtitles | حتى عندما كنتُ مقيداً بالقوانين التافهة التي تسمى الصداقة والعمل الجماعي |
| Ben başarının Takım çalışması olduğuna inanıyorum, eşit şekilde fikir pay-- | Open Subtitles | لذا أعتقد بأن المفتاح للعمل الجماعي الجيد هو التبادل المتساوي بالأفكار |
| Bildiğin üzere burada Takım çalışması yapıyoruz ve bu takımın kaptanı açıkçası-- | Open Subtitles | حسناً، إنه عمل جماعى هنا وقائد الفريق هو |
| Takım çalışması.Bir şirkette önemli olan budur. | Open Subtitles | فريق العمل: إنه ما يهم في هذه المنظمة، الكل من أجل الفرد، والفرد من أجل الكل |
| Ama köpekler güç eksikliklerini Takım çalışması ile telafi ederler. | Open Subtitles | لكن ما يفتقره الكلب في القوّة يعوّضه بالعمل الجماعي |
| Ama şekil değiştirme yeteneğini Takım çalışması için kullanıyor, kötülük için değil. | Open Subtitles | لكنه يستخدم تغيير الشكل لأجل بناء الفريق و ليس للشر |