Menajeri William Fawcett Robinson o da Tam şu anda bu otelde. | Open Subtitles | مدير أعمالها وليام فاوست روبنسون في هذا الفندق في هذه اللحظة بالذات |
Tam şu anda bu yerin şeytani varlığı damarlarınızda süzülüyor. | Open Subtitles | في هذه اللحظة سيبداً شر هذا المكان بالتغلغل في أوردتكم |
Doğruyu söylemek için son şansın tam burda, Tam şu anda. | Open Subtitles | هذه فرصتك الأخيرة لقول الحقيقة في هذا المكان، في هذه اللحظة |
Aslında konuşurken bir yandan da bunu araştırıyorum. Tam şu anda. | Open Subtitles | حسنا ، أنا في الواقع أبحث في ذلك بينما نتحدث الآن |
Tam şu anda.. onlardan biri beni ziyaret etmekteydi. | Open Subtitles | فمثلاً، يوجد صديق عزيز عليّ يزورني بهذه اللحظة |
Tam şu anda, ölümün kıyısında, hiç bu kadar diri olmamıştınız. | Open Subtitles | في هذه اللحظة كنت أبدا أكثر على قيد الحياة عشية وفاة. |
Eminim Tam şu anda birisine anlatıyordur. | Open Subtitles | متأكد أنها في هذه اللحظة تُخبر أحدهم القصة |
Tam şu anda Elise McKenna bu otelde. | Open Subtitles | إليس ماكينا في هذا الفندق في هذه اللحظة بالذات |
O ve Tam şu anda bu otelde olan arkadaşı 27 Haziran 1912'de Grand Hotel'de sen yatağına uzanırken bile 27 Haziran 1912, saat akşam üzeri 6:00. | Open Subtitles | هي وفرقتها الذين هم في هذا الفندق في هذه اللحظة بالذات بالرغم من أنك مستلقي هنا في سريرك في فندق جراند في 27 يونيو 1912 |
Tam şu anda nişanlımı okşuyor bile olabilir. | Open Subtitles | وحسب علمي من الممكن أنه في هذه اللحظة يلاطف خطيبتي |
Artık Ruslar Kayzer ile barış ilan ettiler, ve Tam şu anda, bir milyon Almanın dörtte üçünden fazlası Rus cephesinden ayrılıp meme başlarımı atış taliminde kullanmak maksadıyla buraya intikal etmekteler. | Open Subtitles | تهادنوا مع القيصر، في هذه اللحظة بالذات، أكثر من ثلاثة أرباع مليون ألماني |
Ama eminim o orada yalnız başına Tam şu anda. | Open Subtitles | لكن أنا أعرف أنها موجودة هنا لوحدها في المنزل، في هذه اللحظة |
Oralarda bir yerlerde bütün bu yıldız ve gezegenlerden birinde... Tam şu anda... uzay karavanından henüz kovulmuş... bir uzaylı baba... aşağıya bize bakıyor olabilir. | Open Subtitles | في مكان ما هناك في كل تلك النجوم والأقمار يمكن أن يكون في هذه اللحظة أب في الفضاء طرد من المنزل |
Yok oluşumuz engellenebilirdi. Tam şu anda seni kucaklamak isterdim. | Open Subtitles | كان بالإمكان تفادي دمارنا في هذه اللحظة أستطيع ضمّك بين ذراعيّ |
Tam şu anda cellatlar bu tarafa doğru gelmekteler. | Open Subtitles | السيافون . يمشون عبر القاعة في هذه اللحظة. |
Herşeyin bir sebebi olduğuna inanmam ama belki de benim Tam şu anda dışarıda olmamın özel bir sebebi vardır. | Open Subtitles | لا اعتقد أن الامور تحدث لسبب ما لكن من الممكن انني هنا في هذه اللحظة من أجل سبب معين |
Tam şu anda, Rio için çantasını topluyorlarsa, hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن يفاجئنى لو وضبوا حقائبه إلى "ريو" بينما نتحدث |
Biliyorum, Tam şu anda korku ve şiddet içinde yaşayan kadınlar var. | Open Subtitles | أعرف أن هنالك نساء بهذه اللحظة بالذات يعيشون في خوف، وعنف. |
Tam şu anda bir bozuk para çevirip beni bir transa sokman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس الآن هي اللحظة حيث تقوم بإدارة عملة معدنية, حيث تضعني في غفوة؟ |
Tam şu anda ne geçiyorsun. | Open Subtitles | نفس ما تخوضه الآن تماماً |