İnsan Tanrı'nın bir görüntüsüdür, ve Tanrı herşeyi kapsar. | Open Subtitles | الرجل صورة من الرب و عند الرب هناك كل شيء |
Filizlendiklerinde, Tanrı'nın bir mucizesi olduğunu iddia edebilirim. | Open Subtitles | عندما ينمو يمكنني الزعم أنها معجزة من الرب |
Onun durmadan söylediği saçmalıkları duymamak Tanrı'nın bir lütfu. | Open Subtitles | إنّها لا تعرف أشياءً كثيرة، مما قلل من الكلام التافه، إنّها هدية من السماء |
Tanrı'nın bir nimeti olduklarına inanıyorum, ve bu yüzden minnettar olmalıyız. | Open Subtitles | و أنا أتفق أنهم هبة من السماء و يجب أن نكون ممتنين لهذا |
Ve dediği gibi, bence çok uyuyor, Tanrı'nın bir hediyesidir, ve onun iyi bir iş çıkarttığını sana göstermesidir. | TED | وكما قال هو ملائمة لهذا اعتقد انها هدية من الله وان الله يقول له لقد قمت بعمل جيد |
Ne zaman iyi bir çocuk ölse Tanrı'nın bir meleği cennetten aşağıya iner ve çocuğu kollarına alır. | Open Subtitles | عندما تموت طفلة طيبة... فإن ملاكاً من عند الله ينزل من السماء... ويأخذ الطفلة في ذراعيه |
Bu hem Tanrı'nın bir lütfu, hem de gazabıdır. | Open Subtitles | إنه نعمة ونقمة أيضاً |
Bu teklif yapılınca bana, Tanrı'nın bir hediyesi olarak gördüm bunu. | Open Subtitles | عندما عرضوا ذلك علي ظننت هدية من الإله أتت من العدم |
Bizim suçumuz değildi. Tanrı'nın bir işiydi. Kilisede mi? | Open Subtitles | لم يكن هذا خطأنا لقد كان فعل من الله |
Bence bu Tanrı'nın bir işareti, herkesin delirmesini istiyor! | Open Subtitles | أعتقد أن هذا إشارة من الرب علىأننفقدصوابنا.. |
Bu bir mucize. Tanrı'nın bir işareti. Doğru yoldayız. | Open Subtitles | انها معجزة , علامة من الرب نحن في الطريق الصحيح |
Bu bir mucize. Tanrı'nın bir işareti. Doğru yoldayız. | Open Subtitles | انها معجزة , علامة من الرب نحن في الطريق الصحيح |
Ama bu gut, Gök Tanrı'nın bir laneti. | Open Subtitles | ...لكن النقرس إنها لعنة من السماء الزرقاء الخالدة |
Ama bu gut, Gök Tanrı'nın bir laneti. | Open Subtitles | ...لكن النقرس إنها لعنة من السماء الزرقاء الخالدة |
Ama orkestradaki adamın ölümü, Tanrı'nın bir mucizesi gibiydi. | Open Subtitles | و لكن ذلك المثلث ظهر جأة كأنه هدية من الله |
İnfazının Tanrı'nın bir lütfu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أن إعدامك هدية من الله |
Bu kanser Tanrı'nın bir lütfu bana. | Open Subtitles | هذا السرطان هدية من الله. |
Kazadan yaklaşık bir ay sonra Andrew Kasırgası tıpkı Tanrı'nın bir meleği gibi ortaya çıktı ve her şeyi silip süpürdü. | Open Subtitles | بعد شهر من ذلك ... هب اعصار أندرو انقض على كل شيء كما... ... لو أنه ملاك من عند الله |
'Ne zaman iyi bir çocuk ölse Tanrı'nın bir meleği Cennet'ten aşağı iner ve çocuğu kollarına alır. | Open Subtitles | (عندما تموت طفلة طيبة... فإن ملاكاً من عند الله... ينزل من السماء... |
Belki bu karışıklık Tanrı'nın bir lütfu. | Open Subtitles | ربما هروبه هذا نعمة ونقمة |
Gerçekten de Tanrı'nın bir mucizesi. | Open Subtitles | لقد كانت معجزة حقيقية من الإله |
Tanrı'nın bir işiydi. | Open Subtitles | لقد كان فعل من الله |