- Bunu Tanrı için yapıyorduk, unuttum. | Open Subtitles | أوه، حسنا، لقد نسيت. نحن نفعل هذا للرب. لقد نسيت عن ذلك. |
Doğal afetlerin sayısına bakılırsa, Tanrı için de önemli değil. | Open Subtitles | نظراً لعدد الكوارث الطبيعية ليس للرب أيضاً |
Adamlar ölene kadar "Tanrı için, Alexander için!" diye bağırdılar. | Open Subtitles | صرخ الرجال من أجل الله, من أجل ألكساندر ـ ألكساندر السادس هو لقب البابا بورجيا ـ بينما هم يَلقَون حتفهم |
Tanrı için çalıştığı yanılgısına düşebilir. | Open Subtitles | قد يكون تحت وهم انه يعمل لأجل الرب |
Tanrı için savaşmanız gereken o anlarda dikkatli olun, ve sonra savaş alanına yüzünüzde bir gülümsemeyle gidin. | Open Subtitles | احترسوا من تلك اللحظات التي يجب عليكم فيها أن تحاربوا لأجل الله ومن ثم إذهبوا إلى أرض المعركة والابتسامة تعلو وجوهكم |
Gidip Tanrı için şarkı söylemem lazım. | Open Subtitles | أنا فلدي تذهب الغناء في سبيل الله. |
Tanrı için.. Kendin için değil. | Open Subtitles | من اجل الله وليس من اجلك |
Görünüşe bakılırsa diğer iki kız da Tanrı için kurabiye yapmışlar. | Open Subtitles | حسناً, يبدو وأن الفتاتين الاخرتين كلاهما كان يخبزوا للرب |
- Bazen kaybolan kuzu Tanrı için en önemli olandır. | Open Subtitles | يكون الحمل التائه أحياناً هو الأكثر أهمية للرب |
Şeytan sana işkence etmekten büyük haz alacak. Hristiyanlar Tanrı için yaşar. | Open Subtitles | "سيستمتع الشيطان بتعذيبك" "مسيحيُ يعيش من أجل الله" |
Hz. İbrahim oğlunu Tanrı için kurban verme niyetindeydi. | Open Subtitles | سيدنا "إبراهيم" كان على إستعداد للتضحية بولده من أجل الله. |
Tanrı için çalıştığı yanılgısına düşebilir. | Open Subtitles | قد يكون تحت وهم انه يعمل لأجل الرب |
Keşke buna inanabilsem. -Bu Tanrı için ne biçim bir iş böyle? | Open Subtitles | أي نوع من الأعمال ذلك لأجل الله ؟ |
Tanrı için, Gattu. | Open Subtitles | لأجل الله ، (جاتو) |
Medici, kubbe Tanrı için diyor! | Open Subtitles | يقول (ميديشي) أن القبة في سبيل الله |
Cennette bulunan Tanrı için çok sayılı kişiler veya küçük bir şirket için. | Open Subtitles | مع الله كل شيء واحد النجاح بأعداد هائله أو في مجموعه صغيره |
Yeni Tanrı için çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يعمل لصالح الإله الجديد. |
Önceleri Tanrı için savaştığımızı sanıyordum sonra farkına vardım ki, servet ve toprak için savaşıyoruz. | Open Subtitles | كل شىء فى البداية إعتقدت كنا نحارب فى سبيل الله |
Tanrı için olmasaydı, beni başka birisi için terk ederdi. | Open Subtitles | , لو لم تكن هذه رحلة من أجل الرب . . لكان سيهجرني من أجل شخص مثل |
O yaşlı vaiz ve benim aramdaki tek fark o Tanrı için çalıştı, bense tanrıyım! | Open Subtitles | و لكن الاختلاف بينى وبين ذلك الواعظ انه كان يعمل من اجل الرب اما انا فإنى السيد هنا |
Peki bayım Tanrı için bir göreve çıkmak nasıl hissettiriyor? | Open Subtitles | سيدي ، يبدو أن لديك مهمة في سبيل الرب |