Bu bugüne kadarki en hırslı ve en çok tartışmaya yol açan fikirleri bu olmalı. | Open Subtitles | و التي ستكون أكثر أفكارهم طموحاً و إثارة للجدل حتى ذلك الوقت |
...tuhaf ve de pek çok tartışmaya yol açan basın toplantısından bu yana ortalıklarda görünmüyor. | Open Subtitles | لم يظهر علناً منذ مؤتمره الصحفي الغريب والمثير للجدل |
Büyük Alexander, Makedonya krallarından en çok tartışmaya yol açanıydı.., ...bundan dolayı bugüne kadar baki kaldı. | Open Subtitles | بالتأكيد, الإكسندر العظيم كان الأشد إثارة للجدل بين الملوك المقدونيين ومازال حتى اليوم |
Kulağa biraz tartışmaya yol açar gibi geliyor ama yine de buraya kadar iyi geldik. | Open Subtitles | هذا سيبدوا مثيرً للجدل ولكن أعتقد أنها سارت على مايرام |
Bize tartışmaya yol açan marjinal hareket diyorlar. | Open Subtitles | انهم يدعوننا بالحركة الهامشية المثيرة للجدل |
Öte yandan, Enstitü başkanı olarak ilk resmî kararım biraz tartışmaya yol açacak. | Open Subtitles | في غضون ذلك، فإن مرسومي الأول بصفتي رئيس "المعهد" سيكون أمراً مثيراً للجدل. |
Daha sonra "İnsanın Türeyişi" tartışmaya yol açan kitap. | TED | ثم "نشأة الإنسان والانتقاء الجنسي"، كتاب مثير للجدل. |
Jaswant Rai'nin, çok tartışmaya yol açan bu kararı şuanda konuşuluyor | Open Subtitles | القاضي جاسوانت ري حكم بقرار مثير للجدل |
Yapabileceğimiz diğer bir şey, tabi ki diğer pek çok şeyin yanında, bahsedeceğim ve yapıyor olabileceğimiz diğer bir şey, bugün söyleyeceğim tek tartışmaya yol açabilecek şey olacak. | TED | هناك شيئ اخر يجب فعله -- حسنا، هناك مجموعة من الاشياء الاخرى التي يفترض علين فعلها -- لكن هناك شيء واحد يمكننا فعله ساذكره وهذا سيكون الشيء الوحيد مثيرا للجدل قلته اليوم |
Yani, tartışmaya yol açacak bir şey değil. | Open Subtitles | أعني، لا شيء مثيرا للجدل. |