Az önce rakamları gördüm. Oraya Tatil için gitmediğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لقد رأيت رقمك للتو, كما تعلم أنت لست في إجازة هناك ؟ |
Söyledim! Söyledim zaten! Tatil için geldim! | Open Subtitles | لقد قلتها لكم مسبقاً, لقد أتيت إلى هنا في إجازة |
Tatil için mi geldin... yoksa film yıldızı olmak için mi? | Open Subtitles | هل أتيت إلى هنا في عطلة أم لتصبح نجم أفلام؟ |
Hayır, Dalia, maalesef, bir Tatil için Carmen'e kıyamadım. | Open Subtitles | لا داليا للأسف لم اتمكن من تقطيع كارمن لعطلة الأعياد |
Bunlar yurt dışına Tatil için uçakla gidebilen insanlar. | TED | هؤلاء هم الناس الذين يستطيعون الطيران للخارج عبر طائرة لقضاء عطلة. |
Tatil için harika bir havaya denk geldiniz. | Open Subtitles | لقد اخترتم جواً خلاباً من أجل العطلة بالتأكيد |
Tatil için karısıyla çocuklarını Loire Vadisi'ne yolluyor. | Open Subtitles | انة يحزم حقائب زوجته وأطفاله إلى لوري فالي للعطلة السنوية. |
Buraya Tatil için gelmiştim Poirot, fakat adeta aşık oldum. | Open Subtitles | لقد أتيت لهنا في اجازة سيد "بوارو", ولقد أغرمت بهذا المكان |
Haftaya Tatil için eve gideceğim sanırım geçmişte bıraktığım bir hayalet su yüzüne çıktı gibi. | Open Subtitles | إنني ذاهبة في إجازة إلى المنزل في الأسبوع المقبل كنوع من بعث الأشباح من ماضيي |
Doğru, buraya Tatil için geldiğinden de şüpheliyim. | Open Subtitles | نعم، و لا اصدق أنه كان هنا في إجازة ايضاً |
Onlara göre, bu hafta Tatil için New York'a gelmiş. | Open Subtitles | ووفقا لهم، هو في إجازة في نيويورك هذا الأسبوع، |
Eminim bazılarınız buraya Tatil için geldiniz! | Open Subtitles | أنا متأكد من أن بعضكم هنا في إجازة |
Tatil için bir okul arkadaşının gelmesi gerekiyordu ama haylaz çocuk onu ekti. | Open Subtitles | كان من المفترض ان يكون صديق المدرسة هنا في عطلة ولكن كان هنالك تافه وقفه |
Buraya geliyorsunuz ve bir Tatil için 10,000 dolar harcıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت جئت الى هنا و تنفق 10000 $ في عطلة واحدة |
Sadece Tatil için fazladan paramız olsun istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن اجمع بعض النقود لعطلة إضافية. |
Küçük bir Tatil için çocuklarımla diğer tarafa geçmek istiyoruz. | Open Subtitles | إني فقط أصطحب الأطفال لعطلة قصيرة |
Buraya sadece Tatil için gelmediğini biliyordum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أعرف أنك لم تكن هنا وكيف كان ذلك مرة أخرى؟ فقط لقضاء عطلة عيد الميلاد، يا صديقي |
Tatil için bir araştırma yapıyordum. Ne yani, kendi oğlumu kaçırdığımı mı sanıyorsunuz ? Havaalanının dibinde bir otelde bulduk seni. | Open Subtitles | كنتُ أبحث عن رحلة لقضاء عطلة عيد الميلاد ماذا ، أتعتقدون أنني خطفتُ ابني؟ |
Tatil için geleceğimi söyledim. | Open Subtitles | لأخبرها أني سأكون في المنزل من أجل العطلة |
Tatil için şehre gelen babasına NCIS'i gezdireceğime söz verdim. | Open Subtitles | وافقت على القيام بجولة رفقة والدها حول مقر الشعبة بينما هو في المدينة للعطلة. |
Evet, o bir "ilahiyatçı" Tatil için burada. | Open Subtitles | أجل أنه أفغاني انه هنا في اجازة |
Tatil için buradasın, bence. Yıl başı için kalıyorsun... | Open Subtitles | وأنت هنا في أيام العطلة أيضاً ... لذا ستبقى حتى عيد الكريسماس |
Yolculuğumu iptal ettirmek zorunda kaldım, işte hiçbir şey olmuyor, tanıdığım herkes Tatil için uzaklara gitti. | Open Subtitles | أضطررت إلى أن ألغي رحلتي وليس هنالك شيئا مهما يحدث في العمل وكل الذين أعرفهم مسافرين للإجازة |
Açıkçası Tatil için şehirdeyiz. | Open Subtitles | نحن ببساطة في البلدة لقضاء العطلة |
Peki seni ülkenin bu tarafına getiren nedir? Tatil için çok ücra bir yer. | Open Subtitles | حسناً , ما الذي احضرك الى هذا الجزء من البلاد , انه بعيد نوعاً ما عن العطله |