Gitmek için sabırsızlanıyordum. Onlar daha yemek yerken ben tatlıyı ısmarlamıştım. | Open Subtitles | لم أستطع الإنتظار لأرحل كنت أطلب الحلوى بينما كانوا يطلبون العشاء |
İkisinden biri tatlıyı ikiye bölecek, diğeri de istediği parçayı seçebilecekmiş. | Open Subtitles | أحدهم يقوم بقطع الحلوى لنصفين والآخر يقوم بإختيار اي نصف سيأكله |
Biraz önce beğenme sesi çıkardın, ben de tatlıyı sevdiğini düşündüm. | Open Subtitles | سمعتك تقول همممم لذا إعتقدت بأنّك أحببت الحلوى |
Eğer söylediğimi yapmazsan, tatlıyı unutabilirsin. | Open Subtitles | إذا لم تفعل ما أقوله لك سأحرمك من التحلية |
Eğer tatlıyı önce yersem herkesin aklını karıştırır mıyım? | Open Subtitles | هل أفقدكما صوابكما إذا أكلتُ التحلية أولاً؟ |
-Sorun da bu. tatlıyı kesmeye çalış. | Open Subtitles | حسناً هذه هى مشكلتك حاول أن تقلل من الحلويات |
Onlar da kocaları gibi görür ve koku alır, tatlıyı ve ekşiyi ayırır. | Open Subtitles | انهم يروا ويشموا و حلوقا يميزوا بها الحلو والمر مثلهم |
Bu çocuklar tatlıyı çok seviyor gerçekten. | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أقول لك؟ إنهم يحبون أطباق الحلوى |
- Çocuklar, şuradaki tatlı masasına baksanıza, neden kalkıp istediğiniz tatlıyı şimdiden seçmiyorsunuz? | Open Subtitles | يا أولاد ، انظر إلى تلك الحلوى الجميلة هناك لِمَ لا تذهبا وتختارا ما تريدانه منها لنحجزه ؟ |
Böyle olmasını ister misin? Tamam, herkesin tatlıyı beğenmiş gibi rol yapmasını sağlayacağız. | Open Subtitles | حسناً, سنطلب من الجميع أن يدّعوا أنهم أحبوا الحلوى |
tatlıyı kanepenin orada servis edeceğiz. | Open Subtitles | يا شباب، نحن ستعمل خدمة الحلوى هناك على الأريكة. |
Bıçak ve çatal birlikte, tatlıyı yememişsin. | Open Subtitles | الشوكة و السكين معاً و منعت نفسك من الحلوى |
Ama tatlıyı tattığınızda bunu unutacaksınız. | Open Subtitles | لكن آمل أنكم حالما تتذوقون الحلوى ستنسون كل شيء عنها |
Anlayacağın, bu tatlıyı yapmaya çalıştığım ilk bir kaç seferde tadını tutturamadım. | Open Subtitles | في المرات الاولى القليلة , حاولت ان اصنع هذه الحلوى لم اتمكن من جعلها مناسبة |
İlk önce tatlıyı yemek için fazla genç, o yüzden ona niçoise salatası getirebilir misiniz ve ben de pirzola-biftek alayım. | Open Subtitles | انها صغيرة جدا لتأكل الحلوى أولاً.. لذلك هل يمكنك أن تحضر لها سلطة الـنيسوايز وسوف آخذ طبق شريحة الفريتز. |
Bunun geri kalanını, umursamadığım bir şeyi umursuyormuş gibi yaparak geçirmeyeceğim, tatlıyı es geçmek gibi. | Open Subtitles | انا سوف لن اقضي بقيتها اتظاهر بالإهتمام بشيئ في حين انا لست كذلك مثل تجاهل الحلوى |
Ama önemli değil. En azından tatlıyı beraber yiyelim. | Open Subtitles | لكن لابأس أرجوك أنضم إلينا لتناول التحلية |
Hayır. tatlıyı bekleyemeyecek kadar gerginim. | Open Subtitles | لا، إنني متوتر ولن أطيق الإنتظار حتى التحلية |
Tamam tatlıyı boşverip, sadece içki alalım. | Open Subtitles | حسناً , دعونا نتخطى التحلية و لنحضى ببعض الأشربة , موافقون ؟ |
Bu geceki tatlıyı da pek sevmemiş gibiydin. Evet. | Open Subtitles | أجل بالعادة أفضل جزء لدي بالعشاء هي التحلية |
Afedersin ama tatlıyı sevmiyor musun? | Open Subtitles | قلت أنك تكره الحلويات أنا ما كنت لأسأل عنهم |
tatlıyı da severim ama tuzda bir şey var | Open Subtitles | و انا ايضا احب الحلو , . و لكن يوجد شئ بالملح |
Ve otelde her gece aynı tatlıyı ısmarlamıştım. | Open Subtitles | و في كل ليلة في الفندق كنتُ أطلب الشيء نفسهُ للتحلية |
tatlıyı seviyor, bunu kullanabiliriz belki. | Open Subtitles | ولديها معسول اللسان ربما يمكننا أن نستخدم ذلك |