"tatmin etmek" - Traduction Turc en Arabe

    • لإرضاء
        
    • إرضاء
        
    • لإشباع
        
    • لأرضي
        
    • يقصدون رغباتي
        
    • لأرضاء
        
    Alakası olabilir... Kendi merakımı tatmin etmek için birkaç soru soracağım. Open Subtitles إنّها ذات صلة بالمرحلة النهائيّة، إنّما سأطرح بعض أسئلة لإرضاء فضولي.
    Bu sadece bir kişinin, kullanıcının arzularını tatmin etmek üzere tasarlanmış değil, aslında herkesin tercihlerine saygı duymak için tasarlanırlar. TED وهو ليس مصممًا لإرضاء شخص واحد، المستعمل، لكن على الروبوتِ حقيقةً أن يحترمَ ما يفضله الجميع.
    İkinci ya da üçüncü kitaptan sonra tek istedikleri kendi egolarını tatmin etmek. Open Subtitles ثم بعد الكتاب الثاني أو الثالث يتحول الأمر إلى الرغبة فى إرضاء الغرور
    Lavobodaki mahremiyet konusunda şöyle düşünüyorum kendini tatmin etmek isteyen, önce başkalarını tatmin etmeli. Open Subtitles أجد في خصوصية أحدهم إرضاء الآخرين هو المفتاح لإرضاء الشخص لنفسه
    Yüzlerce ağız arayış içinde doymak bilmez iştahlarını tatmin etmek için yepyeni bir yer. Open Subtitles مئات الأفواه تبحث عن مكان جديد لإشباع شهيتها الهائلة
    Markon kendi açlığını tatmin etmek için Ori'dan uzaklaştı, ancak ne kadar yerse yesin hiç bir zaman doymadı. Open Subtitles ماركون سار بعيدا عن أوراي لإشباع جوعه، لكن مهما كان يأكل، هو لا يشعر بالشبع.
    Teşekkürler, Dr. Freud. Bak, senin zedelenmiş egonu tatmin etmek için dönüp motoru almak için seninle gitmeyeceğim. Open Subtitles شكراً دكتور فرويد لن أعود لأعيد الدراجة لأرضي غرورك
    Sanırım, lezzet olarak tatmin etmek manasında. Open Subtitles أعتقد انهم يقصدون رغباتي من ناحيه الطعم
    Arzusunu tatmin etmek için büyük et parçalarına gerek duymuyor olabilir. Open Subtitles ربما هو لا يحتاج لكميات كبيرة من اللحم لأرضاء حاجته
    Şahsi paranoyanızı ve zafere karşı olan susuzluğunuzu tatmin etmek için, savaşı göze almanın bir anlamı yok. Open Subtitles لا أرى أى سبب للمُخاطره بالحرب لإرضاء جنونك الشخصى وعطشك للإحتلال
    Bu program merakınızı tatmin etmek için işlemiyor, Doktor. Open Subtitles لم يتم إنشاء هذا البرنامج لإرضاء فضولك دكتور
    Bazi Arap devletleri savasa kendi ortak siniflarinin hislerini tatmin etmek için katildi. Open Subtitles البعض من الدول العربية دخلت حرب فقط لإرضاء طموحات الطبقة العامّة لشعوبهم
    Bu girişi yapmamın nedeni kendi egomu tatmin etmek için değil. Open Subtitles السبب لأني قمت بضم هذه المقدمة ليس لإرضاء - نرجيسيتي -
    Ve şimdi egonu tatmin etmek için önce beni, sonra T2'yu, sonra da çocukları mı öldüreceksin? Open Subtitles الآن فقط لإرضاء غرورك.. سوف تقتلني أولاًثم تي تو، ثم الأطفال
    Bunu sadece kendi alçakca ihtiyaçlarını tatmin etmek için sürüyor. Open Subtitles لكن إرضاء لغرائزه المنحرفة فقط
    Tüm amacın bu adamı tatmin etmek. Open Subtitles إرضاء هذا الرجل لا بد أن يكون الان هدفك
    Gecenin bir yarısı cinayet mahalline hastalıklı merak duygumu tatmin etmek için gitmiyorum. Open Subtitles أنا لا أذهب إلى مسارح جرائم القتل في منتصف الليل لإشباع فضول بعض المهووسين
    Kendi bölgelerindeki meyveleri silip süpürmüşler ve açlıklarını tatmin etmek için sınırı aşmışlar. Open Subtitles لقد انمحت الفاكهة من منطقتهم وقد تعدّو الحدود لإشباع جوعهم
    Bu kadını tatmin etmek için en iyi oyunumu sergilemem gerekecek. Open Subtitles يجب أن أحضر أفضل ما عندي لأرضي هذه المرأه
    Açıkçası, geri kafalı bir müşterinin kaprislerini tatmin etmek için olmadığım biri gibi davranmayacağım. Open Subtitles حسناً , انا لن اتظاهر بأنني شخص آخر عن ما انا عليه فقط لأرضي بعض الزبائن اصحاب العقول الضيقه
    Sanırım, lezzet olarak tatmin etmek manasında. Open Subtitles أعتقد انهم يقصدون رغباتي من ناحيه الطعم
    Onun üstü oluşumu, ilişkimizde aynı zamanda kendimi tatmin etmek için kullandım mı? Open Subtitles هل قمتُ بأستغلال سلطتي عليها لأرضاء شهواتي؟ بالتأكيد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus