Ama tedavi için buraya gelen birçok insan, tedavi masraflarınında ağırlığı sebebiyle hastalarının hep yanında olabilecek imkanları oluşturamıyorlar. | Open Subtitles | و لكن الكثير من الناس عندما يأتون للعلاج لا يستطيعون تدبر تكاليف اقامتهم خصوصاً عندما يكون العلاج باهض الثمن |
Ivan 11 yaşındaydı, evimizin yakınlarında bir komşuya tedavi için gidiyordu. | TED | عندما بلغ ايفان الحادية عشر، كان يذهب للعلاج في مركز قريب من البيت. |
tedavi için gelen birçok İranlı orada kalır. | Open Subtitles | العديد من الإيرانيين يمكثون هناك حين يأتون للعلاج |
Hastalığı tedavi için, hastalar için ve aynı şekilde doktorlar için asil bir yol vardı, ama ölmek için asil bir yol yokmuş gibi görünüyordu. | TED | لدينا طريق نبيل لعلاج المرض المرضى والأطباء سواء ولكن لايبدو انه يوجد طريق نبيل للموت |
Fakat her nasılsa bağımlı insanlar tedavi için beklemek zorunda veya bazen ihtiyaçları olduğunda tedavi olamıyorlar. | TED | ولكن ولسبب ما، فإن المصابين بالإدمان عليهم الإنتظار لتلقي العلاج وأحيانا لا يستطيعون تلقي العلاج حين الحاجة. |
tedavi için gittiğim tüm şehirlerde koştum. | Open Subtitles | انا استخدمتها في كل مدينة كنت بها من اجل العلاج |
"...aramızdaki hastaların tedavi için gidebileceği..." | Open Subtitles | أخبرونا أن كلّ المرضى من بيننا سيسافروا للعلاج |
Bu iyi bir fikir.En azından herkesi tedavi için bir noktada toplarız. | Open Subtitles | نعم, هذه فكرة جيدة.على أقل تقدير ذلك سيجعل الجميع في مكان واحد للعلاج |
Rahibemiz, tedavi için onun bir tıbbi merkeze naklini talep etmiş. | Open Subtitles | ممرضتنا تطالب بتحويله إلى مصحة طبية للعلاج |
Oldukça kritik bir dönemdeyiz ama bu tedavi için halen en mükemmel adayımız o. | Open Subtitles | هذا وقت حرج, ولكنّه لا يزال مرشّحاً ممتازاً للعلاج. |
Doğrulamak için EEG yapın tedavi için de damardan asiklovir verin. | Open Subtitles | تخطيط دماغي للتأكيد اسيكلوفير عبر الوريد للعلاج. |
Ama hacılar, tedavi için sürekli buraya gelecekler. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن سيظلّ الحجّاج يتوافدون إلى هنا دائمًا للعلاج |
Oksijen seviyeleri istediğimizden düşük bu yüzden tedavi için kuvöze aldık. | Open Subtitles | معدلات الاوكسجين عنده أقل مما كنا نأمل لذلك وضعناه في الحضانات للعلاج |
Ancak tedavi için en hızlı yol hala orijinal genetik materyal. | Open Subtitles | لكن أسرع وسيلة للعلاج لا تزال المواد الجينية البدائية |
Senin dayanılmaz hastalığına maruz kaldığı için, erkek arkadaşını tedavi için buraya yollamalısın. | Open Subtitles | عليكِ أن تٌرسلي خليلكِ للعلاج بما أنه تعرض لبكتريتكِ التي لا تقاوم |
Neyse ki günümüzde doktorlar tedavi için alet çantasına gerek duymuyorlar. | TED | لحسن الحظ، لا يلجأ الأطباء اليوم لأدوات كهذه لعلاج الصداع. |
Saxonların zehir ve enfeksiyonları tedavi için kullandığı dokuz ot mu? | Open Subtitles | الأعشاب التسعة المقدسة من ساكسون تُستخدم لعلاج السموم والأمراض؟ |
Tamamdır, Doktor. Dört penguen, tedavi için hazır. | Open Subtitles | تفضل يا دكتور أربع بطاريق ,مستعدة لتلقي العلاج |
Ciddi bir zarar görmemiş olsa da tedavi için güvenli bir yere götürüldü ve beni de yönetimin başında bıraktı. | Open Subtitles | بالرغم أنه نجا من ضرر جسيم تم أخذه إلى موقع آمن لتلقي العلاج |
Leo tedavi için rehabilitasyon merkezinde değilmiş. | Open Subtitles | ليو لم يكن في المصحة النفسية من اجل العلاج |
Dr. Zama tedavi için onları gruplar halinde toplardı. | Open Subtitles | الدّكتور زاما حولهم فوق في المجموعات للمعالجة. |
tedavi için doku nakli olmuş. | Open Subtitles | ذلك كان حرق سيئ أخذ علاج لتبديل البشرة |
Dediğim gibi, bu işi kabul etmezsen tedavi için başka yollara başvuracağız. | Open Subtitles | ومثلما قلت, ان لم تقبل بهذه الوظيفة فسنحتاج لشكل اخر من العلاج |